1

45.7K 3K 5.8K
                                    

Lee Minho

İşte, yine aptal telefonum yüzünden işe geç kaldığım bir gün daha!

"Hyunjin, Chan hyung'u benim içim oyala, bu sefer geç kaldığımı farkederse beni sadece kovmaz."

Kıyafetlerimi yarım yamalak giymiş, ayakkkabılarımı giyerken Hyunjin'e derdimi anlatmaya çalışıyordum.

Anahtarlarımı cebime atıp kapıyı kapatarak hızlı adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. O sırada aramayı sonlandırmış, telefonumu de arka cebime sıkıştırıp koşmaya başlamıştım.

İş yerine az kalmıştı ki, birkaç kişinin kapattığı yolu gördüğümde durmak zorunda kaldım.

"Beyefendi, geçemezsiniz!"

"Ne demek geçemezsiniz! İşe yetişmem gerekiyor!"

Önümü kesen kadın kenara çekildiğinde, gözleri her an olabilecek şeylere karşı gözlerini kısmış bakan, sesli şekilde nefes alıp veren çocuğu ve elindeki bıçağı farketmiştim.

"Bırakın geçeyim, lütfen işe yetişmem gerekiyor!"

"Olmaz dedim beyefendi. Lütfen bekleyiniz."

Çocuk, ona yaklaşmaya çalışan herkese saldırıyor, bıçağı sallayıp duruyordu.

"Onun sorunu ne?"

"O çok sorunlu bir çocuk, çocuk sayılmaz gerçi ama.. kimseyle tek kelime konuşmadığı için bizim de bir şey bildiğimiz söylenemez. Tek bildiğimiz, herkese saldırıyor, hastanede yaraladığı öğrencilerden sonra, tekli odaya almak zorunda kaldık. Kaçıp duruyor. Rahatsızlık için özür dileriz."

Kadın eğildiğinde, önemli olmadığını söyledim. Chan hyung'un beni kovmasından daha garip bir olayla karşı karşıyaydım.

"Neden çocuk sayılmaz dediniz?"

"Reşit olalı bir yılı geçiyor"

Bakışlarımı çocuğa yönlendirdim.

Korktuğu belli oluyordu. Bıçağı sallayan eli her an elindekini düşürecek gibi titriyordu.

"Hey!"

Ellerimi ağzımın kenarlarına tutup çocuğa doğru bağırıp bir adım attığımda, az önceki kadın beni kolumdan tutmuştu. Ona bırakmasını söyledim.

"Bana adını söyler misin?"

"Han diyoruz, adını kimse bilmiyor."

Başını sallayıp ona doğru adımlar atmaya başladım. Kadın arkamdan gelemese de gitmemem için bağırıyordu.

Çocuk, korkuyla bakarken bıçağı bana çevirdi. Korkmadan adım atmaya devam ettim.

Chan hyung beni şu an kovmuş olabilirdi, ölsem bile umrumda olmayacaktı.

"Y-yak-la-ş-m-ma!"

Ağzından çıkan cümleye umursamadan yanına ilerledim.

"Bıçağı bırakır mısın Han-ie? Bak, herkesi korkutuyorsun, ama ben senden korkmuyorum. Ben seni seviyorum. Hadi, onu bana ver."

slow loris ✔Where stories live. Discover now