4|🍷

12.2K 834 711
                                    

İyi okumalar 🍂

"Şu kapıyı bir insan evladı duymuyor mu acaba? HAYIR TEK BEN Mİ YAŞIYORUM BU EVDE, yemeye gelince en öndesiniz ama." ayaklarımı yere sürte sürte kapıya ilerleyip, kapıyı açtım.

Karşımda esmer, kırmızı başı gördüğümde, kaşlarım havalanmıştı.

"Helva yapacaktım ama evde irmik bitmiş, varsa biraz." diyip elindeki kaseyi uzattığında, alyla gülmüştüm.

"Hayırdır ölüyor musunuz?" diyip başımı yana eğdim. "Eğer öyleyse siz zahmet etmeyin, ölün siz ben yaparım helvayı." dediğimde sırıtıp dudağını ısırmıştı.

"Kim gelmiş?" diyip yanıma gelmişti Mina.

"Sapık, yan komşumuz gelmiş." diyip omuz silkmiştim, kızların hepsi kapıya gelip, kırmızı başa bakmaya başlamışlardı.

"Oha, erkeğin ferrarisini yapmışlar." Mina'nın mırıltısıyla gülmüştüm. Haklıydı, adam Ferrari gibi adamdı.

"Ölecekmiş heralde, helva yapmak için irmik istiyor." diyip omuz silkerek içeri geçmiştim.

Kızlar kırmızı başı içeri davet etmişti, umursamadan koltukta yayılarak bacak bacak üstüne attım.

İnsan üstü varlık gibi oturmayı seviyordum.

"Arkadaşınız çok aksi, ama siz oldukça tatlısınız." diyip gülerek bana baktığında, göz devirdim.

"Yakında evin önüne, 'uçkuruna düşkün, pezevenkler giremez' diye tabela astıracağım." dediğimde, gülüp dudaklarını ıslatmıştı.

"Sivri dillisin, hoşuma gitti. Fazlasıyla." diyip, sağ ayağını sol ayağı üzerine atıp iyice yayıldı koltukta.

Kollarınıda koltuğun yaslanma kısmına koyup, sanki amcasının oğlunun evinde gibi oturmaya başlamıştı.

"Sende çok gevşeksin, hiç hoşuma gitmedi." dediğimde, gülüp dudağını ısırmıştı.

Telefonum çaldığında, uzanıp masadan telefonumu almıştım. Yabancı bir numaraydı.

"Park Mira'nın telefonu?"

"İyi günler, ben DSP media ajansından arıyorum."

"Evet?" diyip, koltukta heyecanla dikeldim.

"Ajansımıza başvurunuz, kabul edilmiştir. İşe alındınız. Yarın gelip anlaşmayı imzalaya bilitsiniz." dediğinde, gülmüş ve heyecanla ayaklanmıştım.

"Tamam, iyi günler." diyip telefonu kapatmıştım.

"Ne oldu?" Mina, merakla sorduğunda sırıtıp, neşeyle zıplamaya başladım.

"İşe alındım!" dediğimde, hepsi yanıma gelerek sıkıca sarılmışlardı.

"Bir ki üç, Park Mi Ra!" diye tezaruat yaptıklarında, gülmüştüm.

"Eh yani, Park Mira var karşılarında. Bir zahmet kabul etsinler." diyip şişerek koltuğa ilerledim ve bedenimi koltuğa bıraktım.

"İyi seçim yapmışlar." kırmızı başın sesini duyduğumda, gülmüştüm.

Eh, adam haklı sonuçta.

🍷

"Bu evin annesi ben miyim acaba? Yemeği ben yapıyorum, alışverişe ben çıkıyorum. Oh be, sizde yayın götünüz oturun." kendi kendime mırıldanıp, göz devirdim.

next-door neighbor ° kth Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang