Masal prensesi

En başından başla
                                    

***






Dalgaların sesini daha iyi hissetmek için göz kapaklarımı yavaşça kapattım. Burnuma dolan yosun kokuları beni daha çok mutlu ediyordu. Bana güven veriyordu, yalnız olmadığımı, ayakta durduğumun bir sembolüydü adeta!






Yanağımda hissettiğim dudaklarla hafif bir sarsılmıştım. Karşımda şaşkınlığıma aşkla bakan kadına baktım. Siyah gözlerinin içi ışık gibi parlıyordu. Beline kadar inen saçları, dolgun gözleri ve az da olsa kısa olan boyu onu güzel değilde oldukça tatlı yapıyordu. Bana aşkla bakıp, derin bir şekilde gülümsedi. Bir hafta gibi olan tanışmamız sonunda bana oldukça bağlanmıştı. Bana umut dolu bakan gözler, ona olan hissizliğmeden oldukça habersizdi.




Onu kendime çekip, sıkı bir şekilde sarıldım.



" Çok özledim seni Serdar!"




Tuttuğum nefesimi, saçlarına doğru verdim.




" Bende!" Dedim hissizce.





Sahte sevgilerle büyüyen bir çocuktum ben! Gerçek sevgiyi bilmeden onu paylaşamazdım.





" Peki bu gün ne yapacağız Serdar bey?"





Diyip, rüzgardan yüzüne gelen saçlarını toplamaya çalışıyordu.





"Bilmem, belki arkanda sana hazırlanmış masada yemek yiyebiliriz Sıla hanım. " ellerine küçük bir buse kondurup onu bir sandalyeye oturttum. Yüzünde oluşan tebessümle ona zor da olsa gülümseyebilmiştim.






Cebimdeki telefonun çalmasıyla onu arkamda bırakıp, yavaşça yürümeye başladım.





" Söyle!"


Dedim sert bir tonda.





" Evren bey, babanız acilen Diyarbakıra dönmeniz gerektiğini söyledi. "





Kaşlarım çatık bir şekilde, duyduklarımı idrak etmeye çalışıyordum. Derin bir nefes alıp, telefonu kapattım.





Sinirden seyiren çenemi hiçe sayarak, babamı aradım. Çok uzun sürmeden, kendinden emin ses tonunu duydum.




" Evet!"




Ses tonu, ciğerlerinden geliyormuş gibi tok ve kesindi. Hep kullandığı 'evet' kelimesi onun için. 'Ne bok yedin anlat bakalım' demekti(!)




" Rıza aradı beni!" Dedim sakin olmaya çalışırken.





Küçük kıkırtısıyla, aldığı nefesin sesin derinliğini burdan ölçebiliyordum.





" Biliyorum ama sen 2 dakika, 24 saniye, 4 salise geç kaldın beni aramak için. Bana sinirlendiğin zaman kendini toparlama süreni biraz daha kısmalısın evlat!"





Duyduğum sesin rahatlığıyla sinirim kat kat artmıştı.




" Halletmek üzereydim, Diyarbakır da nereden çıktı?"





" Senin kızın arkadaşları senden şüphelenmişler, polise hakkında bir kaç bilgi vermişler. Beni bu gün Taner aradı, dikkat etmemizi söyledi. "





Arkama dönüp, bana umut dolu gözlerle bakan kadına el sallayıp gülümsedim.




" Yani?" Dedim meraklı bir şekilde.




KÜRT KIZI ~ İki Dil Bir Sevda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin