"Kızlar ben tuvalete gidiyorum." dedi ağlamamak için kendini zor tutarken.

Cemre:

"Biz de gelelim."

Songül:

"Yalnız kalmak istiyorum." diye mırıldanıp hızlı adımlarla sınıftan çıkarken kızlar bunaltmamak için peşinden gitmemişti.

Songül tuvalete gidip hemen yüzünü yıkadı. Suyla karışan gözyaşlarını umursamadan aynadaki yansımasına baktı.

Çok mu çirkindi o kızdan? O yüzden mi Güney Songül'ü değil onu seçmişti?

Bu sırada tuvaletin kapısı açılmış ve Defne içeri girmişti. Songül ağladığını görüp sevinmesin diye hemen bir selpak koparıp yüzünü kuruladı.

O kızı görmeye bile tahammülü olmadığı için hemen tuvaletten çıkmıştı. Duvara yaslanmış bekleyen Güney'i görünce Defne'yi beklediğini anlayıp içinden söylendi.

'Aman bekle sevgilini.. kaçırırlar mazallah.'

********
1 ay sonra

Kızlar teneffüste sınıfta pencerenin önünde dikilmiş sohbet ediyordu.

Songül camdan dışarı baktığında bahçede elele gezen Güney ve Defne'yi gördü.

"Yine eleleler.." diye mırıldandığında Cemre de dışarıya baktı.

"Ay kaçıracaklar sanki sevgilsini."

Eylül:

"Kim kaçırsın onu ya." dedi sinirle. "Valla Songül hayret ediyorum sana. Nasıl bu kadar sabrediyorsun?"

Songül:

"Ne yapayım Eylül? Gidip Defne'yle saçbaşa kavga mı edeyim beni dinlemeyen Güney için?"

Eylül bir şey diyememişti.

Cemre:

"Hiç mi soğumadın peki?" dedi umutla. Arkadaşının daha fazla üzülmesini istemiyordu.

Songül:

"Araftayım resmen... Bir yanım onu boğmak isterken bir yanım ona sımsıkı sarılmak istiyor. Bir yanım aşırı öfkeliyken bir yanım hala onun bir suçu olmadığını Defne'nin oyununa geldiğini söylüyor."

Eylül:

"Aşk gözünü kör etmiş resmen. Vazgeçemiyorsun. Ben olsam çoktan silmiştim."

DİLHUNWhere stories live. Discover now