Rude | Wonder

599 110 49
                                    

Aralık 2019
Saat 23.57

Lucas

Yılın son saatleriydi. Etrafımdaki herkes delilercesine içmiş, eğlenmiş, bense oturup yalnızca olanları izlemiştim. İçimde garip bir his vardı, nedenini bilmesem de, heyecanlıydım.

1 ay olmuştu ancak, CD'lerin devamı gelmemişti ve bana bu CD'leri, beni kandırıp eğlenmek için aptal bir kızın gönderdiğinden emindim.

Aklıma yeniden bu mevzu düşünce, sinirle kendimi tutamayıp gülümsedim ve o an bana yazan numarayı hatırladım. Aynı kişi olabilirler miydi?

Kaşlarımı çatarak, herkes geri sayım yapmaya başlarken telefonumu çıkardım ve yazan hesabı bulup, sohbete girdim.

LucasWong: Bana o sikik CD'leri gönderen kız sen misin?

Mesajı gönderdiğimde, herkes 10'dan geriye saymaya başlamış, bense yalnızca telefonun ekranına bakarak bekliyordum.

Yuqspain: Evine dön, Yuk Hei.

Çünkü sana, mükemmel bir sürprizim var.

Görüldü. 00.00

Gelen mesaja kaşlarımı olabildiğince çatarak bakarken, ayaklanıp arabama doğru yürümeye başlamıştım bile. Bu merakım yüzünden başıma gelmeyen kalmıyordu.

Arabaya atladığımda, 5 dakika içerisinde kendimi evimin kapısında, kapının önüne konulmuş süslü minik kutuya şaşkınca bakarak bulmuştum.

Neydi şimdi bu?

Kutuyu ellerimin arasına alıp içeriye girerken, üzerimdeki ceketi kanepeye fırlattım ve fiyonku çözüp kapağı beklemeden kaldırdım.

Flamma| Last 4 month before death...

Beklemeden CD'yi oynatırken, kendime bile itiraf edemesem de, tedirgindim. Video hıçkırık sesleriyle açılırken, gördüğüm yer, okulumuzun biyoloji sınıfıydı.

"Selam, Yuk Hei..." Dudaklarıma, duyduğum nahif sesle minik bir tebessüm otururken, "Selam," diye mırıldanmaktan alıkoyamadım kendimi.

"Sana anlatacak bir diğer hikâyemin geçtiği yer burası. Benim canımı, ilk kez bu denli yaktığın yer burası." Sözleriyle kafam karışırken, suratımın düz bir ifadeye büründüğünü hissettim.

"Cam kenarı, sondan 2. Sıra... hiçbir şey hatırlamıyorsun, değil mi?" Dudaklarımın titrediğini hissederken, yumuşak sesli kızın boğuk gelen sesinden hıçkırdığını duydum.

"Benim her gece okşayarak uyutmanı istediğim saçlarımı, acımadan çekerek beni sürüklediğini, hatırlamıyorsun, değil mi?" Yumruğumu sıkarken, hayatımda ilk kez bir duygunun esiri hâline gelmiştim.

Pişmanlığı, iliklerime kadar hissediyordum.

"Benim tutup herbirini öpmek istediğim parmaklarını, beni yere sertçe fırlatıp avuçlarımı kanattığını, hatırlamıyorsun, değil mi?" Dudağımı sertçe dişlerken, delirmek üzereydim.

Siktiğimin kafası, hiçbir şeyi hatırlamıyordu!

"Benim şiirler duymak istediğim sesinden, defalarca kez bana sürtük dediğini, nasıl hatırlamazsın, Yuk Hei?" İçimde tüm kayışların koptuğu noktada gibiydim.

Çünkü ben, ilk kez ağlıyordum.

"Benim sıraya gömdüğüm başımı, sırf arkadaşların beni orada istemiyor diye, saçımı tuturak kaldırmanı, beni dışarıya kadar zorla sürüklemeni ve yere sertçe itip, bana küfürler ederek gururumu incittiğini, sana hatırlatmak istedim." Başımı iki yana sallarken, neden bu kadar çok aptallık yaptığımı sorguluyordum.

Ben neden bu kadar kalpsiz birisiydim?

"Hatırla, Yuk Hei. Herbir parmağının ucundan saatlerce öpebilecek o aptal 'sürtüğü,' hatırla, olur mu?"

Video sonlandı.

''
Yukhei'yi de ağlattık fmsşkfşs

Flamma* "Alev"

Wrath and Cassettes | WYH ✔Where stories live. Discover now