1| Ona Aşık Mısın?

21.9K 1.8K 1.3K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

[Billie Eilish - 6.18.18]

Ağzımda altın bir kaşıkla doğmuştum; burnuma ilk anne teninin kokusu yerine, kağıdın keskin kokusu dolmuş, gözlerim şefkatle sarmalanan bir kucaktan ziyade yeşil paraların içinde açılmıştı. Bebekliğim gibi çocukluğum, ergenliğim ve hatta hayatımın her saniyesi paraların göz kamaştırıcı ışığı altında geçmişti; kimi açıdan güzel sonuçlar doğursa da nefeslerim bile bir bir paranın uğruna harcanır olmuştu. Annem ve babam büyük evimizin en uzak köşelerinde odalarına çekilirken ben bakıcıların kucaklarında büyümüş; ailesini sadece özel davetlerde, aile yemeklerinde, after partilerde görecek kadar şanslı bir çocukluk geçirmiştim. Her şey o zamanlar daha rahat ve kısıtlamasız bir döngüdeydi benim için; zira dış görünüşüme önem veren bir annem, itibarını zedelememem için sürekli ağzımı kapatan bir babam yoktu.

Çocukluğumu para dolu süs havuzunda geçirerek büyümüştüm; ayda ancak bir iki kez gördüğüm ebeveynlerim artık tüm sorumluluğumu üstlerine alarak altın kafesimin kapısını sıkı sıkı kilitlemişlerdi. Ergenlik, yanında birçok sorunu da beraberinde getirerek omzuma yeni yükler bindirmekten gocunmamıştı; sivilcelerim çıkmasın diye kullandığım ilaçlar, kilomu korumak adına uymak zorunda kaldığım diyetler, her kreasyona göre düzenlenen dolabım, sürekli mükemmel olmak zorunda olan notlarım ve bunların yanında ailemin benimle övünebilecekleri yeteneklerimi geliştirmek gibi farklı farklı yeni kurslar hayatıma girdiğinde henüz on dört yaşındaydım. Her akşam diyetime göre hazırlanan besinleri yerken zihnimde dönen pizzalar, hamburgerler ve daha nice yemekler lokmalarımı boğazıma dizerdi, ancak ben yine de hep kilo alır ve ardından daha ağır diyetlere tabi olurdum; haftasonları annemle birlikte bakım evine de gitsem, notlarım sınıfın en iyisi de olsa, birbirinden farklı müzik aleti de çalsam asla onların gözünde istedikleri çocuk olmamıştım.

Bütün bunları bir yana atabilir, üstünü de kapatabilirdim, çünkü ruhumun altın parmaklıklara esir olduğu yıl hayatıma giren Jimin belki de sığınabildiğim tek limandı. Henüz liseye yeni başlamıştım, o zamanlar ailemin koyduğu kurallara alışmaya çalışsam bile ruhumu kaybetmemiş, içimdeki çocuğu hâlâ yaşar umuduyla muhafaza etmiştim; iyi ki de etmiştim, zira Jimin'in günden güne artan dostluğu o zamanlar bana bir merhem gibiydi. Ne zaman annemin baskılarından, babamın bağrışlarından, kursların boğuculuğundan kurtulmaya çalışsam sürekli Jimin'in yanına gider, içimdekilerin üzerini örterek onun güzel sözlerine sarılırdım.

Kısacası hayatım herkesin isteyeceği hayat, dostum da herkesin sahip olmak istediği kişiydi; ama ben yine de tüm bunların içinde kaybolmuş, kendi benliğimi kaybetmiştim ve ne yazık ki bulmaya da cesaretim yoktu.

"Burada dur, okula yürüyerek gitmek istiyorum." Tok sesim birinci sınıf deriyle kaplı arabanın içinde dağıldı, dikiz aynasından bana bakan bir çift gözü hissettiğim halde dışarıyı seyretmek artık alıştığım bir rutindi. "Babanızın kesin talimatı var efendim, sizi okulun kapısına kadar bizzat ben eşlik edeceğim." Şoförümüz Bay Kang'ın babama olan bağlılığı her seferinde gözlerimi yaşartıyordu, onu öz oğlundan bile daha fazla sevip koruması bazı zamanlar tüylerimi ürpertidi. Sessizliğim bir yenilginin mutlak habercisi olmuş, omuzlarıma çöken sıkıntılar yerlerinden oldukça memnunmuş gibi biraz daha sinmişlerdi içime.

Araba durar durmaz kendimi bir hışım dışarıya attım, arkamdan soförün açılan kapısı ve yankılanan ayak sesleri bir kez daha ailemin bana güveninin en büyük kanıtıydı. Üzerime dikilen gözler üstünde ruhumda barının küçük çocuğun içine kapanma isteğini göz ardı ederek omuzlarımı dikleştirdim, güçlü olmak ilk nefesimden itibaren değişmeyen tek kuraldı. Okulun ihtişamlı kapısından girer girmez şoförümüzün gelmeyeceğini lakin ben okula girene kadar beni gözetleyeceğini biliyordum, günlük rutin işlerimin sadece bir tanesiydi bu. O yüzden insanların bakışları altında yuvarlak gözlüklerimi burnuma tam oturtup kumral saçlarımı biraz daha gözlerime düşürdüm, tek isteğim bir an önce sırama gitmek ve belki de Jimin'in yumuşak kolları arasında uyumaktı.

The Minus | TaekookWhere stories live. Discover now