-12-

2.3K 138 107
                                    

Uzun bir günün ardından Yoonayla eve geldik ve şimdi de dışarı çıkmak için hazırlanıyoruz.

"Hoseok hâlâ telefonu açmıyor mu?" Diye sordum Yoona ya.

"Hayır"

Yoona ısrarla Hoseok'u ararken ben Jimin'i aradım.

CHİM CHİM ARANIYOR...

"Jimin Hoseok hâlâ telefona bakmıyor, buluşup Hoseok'un evine gidelim"

"Tamam. Biz parkda sizi bekliyoruz, biraz çabuk olun"

"Birazdan çıkıcaz, biraz daha sabredin" Dedim ve telefonu kapattım.

"Bizi park da bekliyorlarmış"

"Tamam, hadi çıkalım"

Yoonayla evden çıktık ve parka gittik.

"Sonunda gelebildiniz, ağaç olduk burda" Diye mızmızlandı Jungkook.

"Meyve ver de yiyelim" Dem alayla.

"Ha ha ha! Ne kadar komik"

"Birbirinizle uğraşmayı bırakın da Hoseok'un evine gidelim" Dedi Namjoon.

Birlikte Hoseok'un evine gittik ve zile bastık. Kimse kapıyı açmadı. Bir kaç kez daha bastık aa kapıyı kimse açmıyordu.

Bir anda Namjoon cebinden evin anahtarını çıkardı.

"Hoseok'un evinin anahtarı neden sende? " Ye sordu Jimin.

"Bir şey olursa diye Hoseok bana evin yedek anahtarını vermişti"

Namjoon kapıyı açtı ve içeri girdik, ev çok ağır bir şey kokuyordu.

"Burası neden böyle kokuyor?" Yoona yüzünü buruşturup sordu.

Jungkook girdiği odadan ağlayarak çıktı ve o odadan uzak bir yere oturup ağlamaya devam etti.

Jungkook'un yanına gidip ne olduğunu sordum. Cevap vermedi sadece o odayı gösterdi.

Taehyung Jungkook'un gösterdiği odaya girdi, girdiği gibi de ağlayarak ve çığlık atarak geri çıktı.

O odada ne var?

Ayağa kalktım ve odaya girdim. Jungkook ve Taehyung'un neden öyle tepki verdiğini anlamıştım.

Gözlerim dolmaya başladı.

Hoseok kanlar içinde yerde yatıyordu, gözleri yoktu ve alnında delikler vardı.

Etrafıma baktığımda Hoseok'un gözleri biraz ileride yerde duruyordu. Odanın diğer tarafında kanlı çiviler vardı. Hoseok'un alnında ki delikler o çivi lerle açılmış olmalıydı.

Gözyaşlarım çoktan intihar etmeye başlamıştı. Arkamdan Yoona ve Namjoon da geldi.

"Tanrım, bu da ne böyle?" Namjoon gözlerindeki yaşlara aldırmadan konuştu.

Yoona ise bu iğrenç ortama daha fazla dayanamamış olacak ki hızla odadan çıktı.

Hoseok'u incelemeye devam ederken elinde üzerine kan bulaşmış bir kağıt gördüm.

Hemen kağıdı aldım ve okumaya başladım, gerçi okunacak pek bir şey yoktu ama..

"Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! Ha! " Ve bu şekilde devam ediyordu.

Namjoon telefonunu çıkardı ve polisi aradı. Jimin hâlâ odaya girmeye cesaret edemiyordu.

En az 5 dakika sonra polis arabalarının siren sesi ile ambulans ın siren sesi birbirlerine karıştı.

Evin içi polislerle doluydu. Bir tane polis Namjoon ile konuşuyordu.

Jimin güçlü kalmak adına ağlamamak için direnirken Jungkook, Taehyung, Yoona ve ben deli gibi ağlıyorduk. Namjoon ise şu an ağlamasa da gözleri kıpkırmızıydı.

Namjoon yanımıza gelip konuştu "birazdan karakola gidecekmişiz ve irademizi alacaklarmış"

Bir süre sonra karakola gittik ve irademizi almaya başladılar. Önce Yoona gitti sıra bende..

İçeri girdim. İçerisi filmlerde gördüğüm gibiydi, duvarlar gri, odanın ortasında da bir masa ve iki sandalye var.

Polisin karşısındaki sandalyeye oturdum ve polis soruları sormaya başladı.

"Jung Hoseok ile aranızdaki ilişki nedir? "

"Yakın arkadaşımdı"

"Peki, onu nasıl buldunuz anlatabilir misin?"

Evet anlamında Başımı sallayıp konuşmaya başladım.

"Biz dışarı çıkacaktık, Hoseok'u aradık ama telefonu açmadı, biz de kontrol etmek için evine gittik zile bastık fakat kapı açılmadı. Namjoon da ki yedek anahtarla kapıyı açtık. İçeride çok ağır bir kökü vardı ve odalardan birinin içinde Hoseok'u öyle gördük. "

Gözlerim tekrar dolmaya vaşladı ama kendimi tuttum.

Hoseok'un elinde bulduğum akğıdı çıkarıp polise uzattım.

"Hoseok'un elinde bu kağıdı buldum, sanırım katil bırakmış"

Polis kağıdı aldı ve içinde yazana baktı daha sonra masaya bıraktı.

Bir kaç soru daha cevapladıktan sonra odadan çıktım.

Hepimizin ifade alındıktan sonra evlere dağıldık.

YANLIŞ SOKAK♧ M.Y.G.Where stories live. Discover now