41. Bölüm: "Y.B.Karasu"

3.3K 219 124
                                    

    41

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

    41. BÖLÜM


      Üzerimde sabahlıkla yatakta dizlerimi kendime çekerek oturmuştum. İlk gecemin sabahı kocamanın benimle olmak yerine dışarı çıkması arzu ettiğim bir durum değildi ama yapacak bir şeyim de yoktu. Önemli bir meseleydi sonuçta. İç çekip yanağımı dizlerime bastırdım ve pencereye çevirdim bakışlarımı. Yavuz on dakika önce duşa girmişti. Duştan sonra giyinip apar topar gidecekti. On dakika içinde güzel bir kahvaltı hazırlamak istemiştim ama ayaklandığım gibi tıpkı bir kaplumbağa gibi yürüdüğüm için bundan vazgeçmiştim. Fazlası ile çoktu ağrım. Normal bile yürüyemiyordum..

Kafamı dizlerimden kaldırıp dizlerimi bedenimden uzaklaştırdım. Neden oturuyordum ki? Kalkıp kendime temiz kıyafetler çıkarmalı, sonra duş alıp iyice temizlendikten sonra giyinmeli ve kahvaltı etmeliydim. Mühim bir durum yoktu ortada.. Her şey eskisi gibiydi, sadece yepyeni bir yıla girmiştik o kadar.

Gözlerim neden yanıyordu o zaman? Ağlamamak için boğazımda oluşan yumruya aldırmadan yutkundum. Boğazımdaki acı tarif olunamazdı. Belki de kalbimdeki acıydı canımı yakan. Neden hep bir aksilik oluyordu ki? Tek istediğim bu sabahı, her normal bir çift gibi aşk dolu, huzur dolu geçirmek istemiştim.

Yataktan kalkıp sabahlığımın kuşağını sıktım ve yavaş adımlarla- sanki daha hızlısı mümkünmüş gibi- şifonyere doğru ilerledim. Aynalı şifonyerin ilk çekmecesinden iç çamaşırlarımı aldım, şifonyerin üzerine yerleştirdim. Sonra gardiroba doğru ilerledim. Giyeceklerimi aldım. Kırmızı kazak ve koyu mavi ispanyol paça jeans paltalon.

Giyeceklerimi de şifonyerin üzerine bıraktım. O ensada Yavuz altına doladığı koyu mavi havlu ile içeriğe daldı. Gözlerim istemsizce bedenine kaydı. Buğday sarısı saçlarındaki su damlaları göğsüne damlıyordu. Kokusu baş döndürücüydü. Aklımı başımdan alıyordu resmen. Tarif edilmezdi ama illa ki tarif edecek olursam, çam ağacı ve kahve gibi kokuyor derdim.

Yutkunup kıyafetlerimi aldım ve çevrilecekken nemli teninin ince sabahlığımın üzerinden sırtıma temasını hissettim. Kollarını belime doladı ve burnunu saçlarım arasına bastırdı.

"Bahar?" dedi boğuk bir sesle. "Özür dilerim, sevgilim. Çok özür dilerim. Seninle olmayı her şeyden çok istiyorum ama durum çok kritik.."

"Sorun yok.." diye mırıldandım ama gözlerimden akan birkaç damla yaş bunu kesinlikle inkar etti. Sorundu ama sorun yapmamaya çalışıyordum. Yaşadıklarımız ne onun ne de benim suçumdu.

Beni kolları arasında çevirdi. Kolları arasından kurulmak yerine ona doğru sokulup kalçamı şifonyere bastırdım. Kafamı çıplak göğsüne bastırdım. Kirli sakalları alnıma temas ediyordu.

"Telafi edeceğim.." diye fısıldadı. "Sana bir kahvaltı borcum var.."

"Küsmedim sana, kırılmadım da.." dedim kollarımı hemen beline sarıp. "Bizim hayatımız da böyle. Ne yapalım? Bela eksik olmuyor başımızdan.."

Senden Önce | Mavi Hilal | TamamlandıWhere stories live. Discover now