₃₁under the stars

8K 627 585
                                    

Bölüm Müziği: Taylor Swift - Safe And Sound

"İyi olacaksın. Kimse seni artık incitemez. Gün ışığı gelince sen ve ben, sağlıklı ve güvende olacağız."

-

"Kongja ile konuşabilmenin bir yolunu buldun mu Eun?"

Merdivenleri inerken Taehyung'a doğru döndüm. "Tabii ki." Aslında hiçbir planım yoktu. Ama bunu belli etmek istemedim.

Sırıtmaya başlayan Taehyung, kafasını salladı. "Tam da beklediğim gibi." Evet, tam da Eunhee'den beklenen şey. İşleri mahvetmeye bayılır.

Gülücüğüne sahte bir gülücükle karşılık verdikten sonra arabaların yanında bizi bekleyen Jimin ve Danbi ikilisine doğru yürüdüm. Yanlarında onlarla sohbet eden Jungkook'u görmemle bir kaç saniyelik duraksamanın ardından kalp atışlarımı durdurmaya çalışarak yürümeye devam ettim. O gülüyordu. Bana belki de sadece iki kere gülmüştü. Ya da yine başkasına gülerken görmüştüm onu. Hatırlayamıyorum, sahiden o hiç bana gülmüş müydü?

"Haberleşiriz, Jimin hyung." Yanlarından ayrıldıktan hemen sonra bize doğru yürüdü. Güzel bakışları beni bulmadı. Sadece Taehyung'a baktı. "Kolay gelsin, Taehyung hyung."

Yanımızdan geçip giden Jungkook'tan sonra Tae sadece gülümsemekle yetindi. Garipti. Neden beni görmemezlikten gelmişti?

"Artık gidelim." Jimin siyah arabanın sürücü koltuğuna yerleşirken Danbi'de bana el sallayarak gülümsedi. 

Arabanın anahtarını bana uzatıp "Sen sür." dedi. Kafamı sallayarak anahtarı elime aldım ve sürücü koltuğuna geçtim. Navigasyona çoktan ayarlanmış olan Heine isimli restorana gitmek adına arabayı çalıştırıp otoparkın çıkışına doğru sürmeye başladım. Hemen ardımızdan Jimin ve Tae ikilisi geldi.

Sessizlikle süren araba yolculuğunda Jungkook'un neden öyle davrandığını kavramaya çalıştım. Belki de bizi, binadaki insanlardan gizlemeye çalışıyordu. Ah, bilemiyordum.

"Eun, gergin gibisin. İyi misin?"

Gülümsemeye çalıştım. "İyiyim." Arabanın hızını artırdım. Bir an önce şu işi halledip Jungkook'la konuşmak istiyordum.

"Bir sorun olmadığına emin misin?"

"Jungkook, biraz garipti."

Gülümsedi. "Sana olan ilgisini gizlemeye çalışıyor."

Saniyelik olarak Danbi'ye bakıp gözlerimi tekrar yola diktim. "Bunu nereden çıkardın?" Sanırım birazcık utanmıştım.

"Sadece hissettim." Muzipçe gülümseyip sırtını koltuğa yasladı.

"Benden gizlediğin bir şey yok, değil mi?"

"Ah, hayır." Parmağıyla navigasyonu gösterdi. "Eun, buradan döneceksin."

Sola keskin bir dönüş yapıp uygun bir park yeri bakındım. Arabayı restoranın biraz ilerisine çektikten sonra durdurdum. Etrafı kolaçan ederken "Jimin ve Tae neredeler?" dedim.

"Dikkat çekmemek için daha sonra gelecekler." dedikten sonra arabanın içinden çıktı. Hemen ardından bende çıkıp arabayı kilitledim. Anahtarı da ince zincirli kol çantamın içerisine salladım.

Bu gece ortama uyumlu olmak için biraz daha şık giyinmiştik. Altımda siyah pileli bir etek vardı. Üzerime de dar, sırt dekolteli bluz giymiştim. Önceki kıyafetlerime göre daha kız gibi gözüküyordum.

Kill My Pain | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin