₃₀madness

7.8K 593 378
                                    

Bölüm Müziği: Stephen - Play Me Like A Violin

"Güneş doğana kadar çal beni, keman gibi çal beni."

"Bırak delilik yavaşça soyunsun. Kafamızdaki maskeleri söküp atalım, daha derine dalabiliriz."

-

Kaşları hafifçe havalandı. Hemen sonrasında yüzüne inanılmaz çekici bir gülücük yerleştirdi. "Beni istiyorsun, öyle mi?"

Yüzümdeki hiçbir mimiğin oynamaması için savaş verdim. Fakat bu imkansız gibi gözüküyordu. Karşısında eriyip gidebilirdim. Yanaklarım şimdiden yanmaya başlamıştı bile. "Yani, ben şey-"

Kollarımı bırakıp dolabına yöneldi. "Lafı buraya getiriyorsun fakat utanıyorsun." Belli belirsiz güldü.

"Hiçte bile! Benim kastettiğim o değildi. Konuyu sen bel altına vuruyorsun!" 

Eline aldığı tişörtü dolaba geri sallayıp üzerime yürümeye başladı. "Hadi ama, ikimizde çok iyi biliyoruz neyden bahsettiğini." Ses tonu yavaşça alçalıyor, fısıltı şeklinde çıkmaya başlıyordu. "Beni kışkırtma Eun." Üzerime yürümeye devam ettiğinde ben de geri geri gitmeye çalıştım. Yatağın kenarına kadar geldiğimde duraksadım. O da bunu fırsat bilip bana sokuldu. Elini belime atıp koluyla belimi sıkıca kavradı. Derince yutkunup kafamı boynuna gömdüm. Merhem kokusuyla karışık duş jeli kokusu burnuma vurdu. Ve derinlerde bir yere gizlenmiş eşsiz öz kokusu... 

"Eun," Söylediği şeyle hayal dünyamdan uzaklaşıp gerçekliğe döndüm. "Çok güzel kokuyorsun." Kalp atışlarım hızlandı. Her saniye biraz daha arttı. Göğsümü delip çıkacak kadar atmaya başladığında kafamı göğsüne yasladım. Kulaklarıma bir anda kalp atışları doldu. 

Kaç saniye sarıldık, bilmiyorum ama bir an önce dudaklarının tadına bakmak istiyordum. Bu isteği bir türlü silemiyordum. Aslında istekli görünmek istemiyordum. Fakat elimde değildi. Onu her gördüğüm de bütün duygularım birbirine giriyordu. Savaşın ortasında kaldığımda da her duygumu bir anda yaşıyordum.

Kollarını benden ayırıp tekrar dolaba yönelmişken kolunu yakalayıp onu durdurdum. Yaptığım şeye şaşırdığı için bir süre tepki vermeden bekledi. Birkaç saniye sonunda arkasını dönüp bana baktı. Ben de gözlerimi ona dikip derince yutkundum. Gözleri dudaklarıma kaydı. Dudaklarımda çok oyalanmadan tekrar gözlerime baktı. 

Göz kontağını bozmadan ona bir adım attım. Kolunu belime dolayıp vücutlarımızın birbirine yapışmasını sağladım. Hemen sonrasında gözlerimi kapatıp dudaklarımı, dudaklarına yaklaştırdım. Ama bir türlü dudaklarım, dudaklarını bulamadı. Tam gözlerimi açacakken sertçe öptü beni. Böyle bir şeyi beklemediğim için donup kaldım. Fakat çok geçmeden ben de gözlerimi kapatıp dudaklarımı oynatmaya başladım. Alt dudağını, dudaklarımın arasına alıp sertçe sıkıştırdım. Nefes alışverişleri hızlandı. Dudaklarını benden ayırmadan beni, yatağa itmeye başladı. 

Beni yavaşça yatağa yatırıp dudaklarını, dudaklarımdan ayırdı. Gözlerimin içine içine baktı. Bacaklarımı ikiye ayırıp ortasına girdikten sonra tek elini bacağımda gezdirdi. Bacaklarımda gezinen elleri en son kalçamı bulduğunda dudaklarını tekrar dudaklarıma bastırdı. Dilini, dilime kenetledi. Kalçamı hafifçe sıkıştırdı. Sonra bir anda eli tişörtün eteklerini buldu. Dudaklarını benden uzaklaştırıp tişörtümü çıkardı. Karşısında yarı çıplak ona bakarken gözleriyle vücudumda gezindi. Çıplak göğüslerime uzunca bakmaya bir son verip boynumu öpmeye başladı. Yavaşça öperek aşağı indi ve dudakları göğüs uçlarımı buldu.

Kill My Pain | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin