i wait ❀ jimin

• o n i k i n c i •

yorum atanı oppası öpsün daha ne diyeyim arkadaş 

iyi okumalar 💚

+

'Uzun zaman oldu'

Bana mesaj atan sapıktan mesaj almayalı uzun zaman oluyordu, şu an yazmasını hiç beklemiyordum. Program saçmalığının son gecesinde kafa dinleyip düşünmek için arka bahçeye çıkmıştım ve yaptığım tek şey gökyüzüne bakıp üşümekti.

Telefonumun ekranına uzunca bir süre baktım, ardından tanımadığım birisiyle eğlenmek iyi gelir diye saçma bir düşünceye kapılıp etrafımı kolaçan ettim sanki ayıp bir şeye girişecekmişim gibi ve sonra ekran kilidini açıp mesaja tıkladım.

'Benimle dalga geçen bir antisin, değil mi?'

Mesajı atıp iç çektim.

Tüm çalışanları siktir edip sütyenimden sakladığım sigarayı çıkarıp yaktıktan sonra sweatshirtümün kapüşonunu kafama geçirip gizlenmeye çalıştım. Geçen gün yayımlanan bölümde insanlar ben ve Jimin sunbaenin bayrak aramaya çıkıp neden bu kadar geç geldiğim hakkında tartışmışlardı, her geçen gün şu aptal notu yazanın ben olduğum doğrulanıyordu sanki. Bu durum beni sıkıyordu, notu yazan kimse onu gebertecektim.

Bildirim sesiyle ekranı açtım.

'Teksin değil mi?'

Nefesimi tutup etrafıma bakındım.

'Yanına gelmek istiyorum.'

Korkuyla sigaramı söndürüp cebimden portakallı şekerimi çıkartıp kokmamak için ağzıma attım. Sapığa mesaj atmak için fazla temkinliydim, onu bir süreliğine siktir edip dizlerime başımı yaslayıp o günü düşündüm, sunbaenin aramızı düzeltmek adına verdiği sözü defalarca aklımdan geçirdim. O'nu anlamak geometriyi anlamaktan daha zordu.

Serendipity'i kendi kendime mırıldanmaya başladım, rüzgarda felç geçiren kıçımı hafifçe hareket ettirip başımı dizimden kaldırdığımda aynı anda kapüşonum çekilmiş; bu da çığlık atmama sebep olmuştu.

Sapık gelmişti.

Ağzımı kapatan eli itmeye çalışıp korkuyla irkildim. Ayağa kalkmadan hemen önce elini ısırdığımda kurtulmuş rahat bir nefes vermiştim.

"Yah, beni nasıl ısırabilirsin?"

Sunbaenin sesini duyduğumda beni göremeyecekmiş gibi kapüşonumu tekrar kafama geçirip başımı yere eğdim, yine rezil olmuştum hem de sevdiğim kişiye karşı.

"Ah, elim acıyor.." Özür için eğildim, o ise önümde ısırdığım elini sallayıp kendisine bakmamı sağladı. "Bunu nasıl telafi edeceksin?"

"Özür dilerim, çok özür dilerim sunbae." Önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına atıp ciddi surat ifadesini inceledim, yine şu sevmediğim hallerinde olmaması için dua ettim.

"Benimle sinemaya git."

"Ne?" diye istemsizce bağırdım.

Omzunu silkip benim yaptığım gibi kapüşonunu örttü. "Benimle sinemaya gelirsen özrünü kabul edeceğim."

Benimle tekrardan yakın olabilmek için beni sinemaya mı çağırıyordu?

Tepkisiz yüzümün değişmediğini anladığında gülümsemişti. "Kabul etmiyor musun? Öyleyse Ryujinle mi gitmeliyim?" Ağzımı açacağım sırada işaret parmağıyla bana uzandı. "Sigaranı çıkartır mısın?"