yALVARIRIM YORUM İÇİN
💞💞💞💞💞💞💞💞💞💞💞
iyi okumalar 🧡
+
Yukarı kattaki kilerde yaşadığım garip şeyin üstünden dört gün geçmişti ve bu zaman aralığında sunbaeyle konuşmamıştık. Bu durum artık normal gelse de beni rahatsız ediyordu, aramıza mesafe koymasına anlam veremiyordum. Eskisi gibi olmak iyiydi.
Nana ve Yiseul ellerindeki poşetlerle gelip huysuzca yanımıza çömdüklerinde Hwaran neşeyle aldıkları cipsleri açmıştı.
"Bu aptal oyunu oynamayalım, sürekli ceza alıp markete giden ikimiz oluyoruz," diye söylenen Nana'ya hak verdim içimden. Oynadığımız doğruluk cesaretlik oyunu beni zorlamaya başlamıştı ve Woori'nin soracağı soruyu tahmin etmek zor değildi.
"Yah, mızmızlanmayı kesin ve şişeyi verin."
Maria'nın çevirdiği şişeye bakarken bana gelmemesi için dua ettim fakat bana gelmişti. Soruyu soran kişiye döndüğümde rahat bir nefes verdim, neyse ki Yiseul'dı ve hiçbir şeyin farkında değildi.
"Ay ben soracağım?" diye mırıldandı elini çenesine koyarken. "Biri yardım etsin."
"Benim aklımda var bir şey." Woori heyecanla ayaklanıp Yiseul'ın kulağına bir şeyler fısıldarken yutkunup kolumdaki saate baktım. Soruyu cevaplamak zorundaydım, tüm marketler beş dakika önce kapanmıştı.
"Oha!" diye bağırdı Yiseul. "Kızmasın sonra ama.."
"Kızacağım bir şeyse sorma bence," dedim panikle. "Aramız açılmasın."
"Sorsana kızım, oyun oynuyoruz," diye göz devirdi Maria. "Uykum geldi zaten."
"Doğruluk mu cesaretlik mi?"
Doğruluk diyeceğimi düşünen Woori'ye sırıtarak baktım. "Cesaret."
"Jimin'in odasına git ve onunla bir şey konuşmak istediğini söyle."
"Ne?" diye bağırdım şaşkınlıkla. "Bu ne saçma bir istek böyle?"
"Hiçbir şey beğenmiyorsun Mira, ağlamayacaksan oynamayalım." Nana sesini yükselttiğinde kaşlarımı çattım. Şu an ciddi olamazdı.
"Saçmalamayın," demişti Hwaran. "Neden sunbaenin odasına gitsin ki?"
"Bırakın gitsin," demişti Maria ise. "Oyun oynamıyor muyuz?"
Bir kısım benim gibi düşünürken bir kısım ise tam tersim düşünüyordu fakat kesinlikle gitmek istemediğim halde gitmek zorunda olduğumu biliyordum. Bugünden sonrasında ise Yiseul ve Woori ile konuşmayacaktım, özellikle de Woori zor duruma düştüğümü bile bile bunu yapıyordu.
"Tamam," dedim zorlukla ayağa kalkarken. Bacaklarımın titrediğini görmemek imkansızdı, aşırı güçsüz hissediyordum. "Hemen geleceğim, çok kısa sürecek."
"Ben de geliyorum," diyip ayağa kalkan Woori'ye bakakaldım. "Odasına girip girmeyeceğini nereden bilebiliriz?"
"Woori doğru diyor, seni kapıda beklesin."
Yutkunup başımla onayladığımda gitmeyeceğimi anlayan Woori kolumdan çekiştirip beni kapıya doğru sürüklemişti.
"Mira, hwaiting!"
"Çabuk gelmek zorunda değilsin~!"
Elimle suratıma yelpaze yaparken saçımı öne atıp kızaran suratımın görünmemesini sağlamaya çalıştım. Deli gibi atan kalbim sadece beş dakikalığına dursa ve şuracıkta sadece beş dakikalığına ölüp geri gelsem her şey daha güzel olurdu.
YOU ARE READING
i wait ❀ jimin
Fanfiction"Ellerimden tutarsın diye bekliyorum." •ave maria kitabındaki karakterler vardır•
