15| bence iki babayla büyüyebilir.

1K 114 248
                                    

"Haklısın..." dedi Hoseok. "Ben... Namjoon'u kafama çok takmıştım ve... ayrıca o zaman sinirliydim. Bir anlık yanlış anlayıverdim ve seni gerçekten çok üzdüm. Büyük aptallık ettim. Her zaman aptallık ediyorum. Saçma sapan davranıyorum. Namjoon da bu yüzden benden nefret ediyor."

Hoseok kollarını göğsünde birbirine geçirerek kollarını kasmış, kırmızı dolaplara dayanmış bir şekilde Taehyung'la konuşuyordu.

"Hala acıyı sırtımda hissedebiliyorum Hoseok. Gerçekten çok büyük bir şey yapmışım gibi tepki verdin. Bir an ablanı öldürdüğümü zannettim."

"Çok, çok haklısın Taehyung. Ama... bunu telafi edeceğim. Lütfen beni affet."

Jimin Hoseok'la konuşmuş, Hoseok'un sinir krizi üzerinden birkaç gün geçmişti. Jimin gerçekten de durumu düzeltmişti ve Taehyung, onun Hoseok'la nasıl konuştuğunu zerre bilmiyordu.

Ağzını aralayacakken telefonu çaldı ve annesinin aradığını görünce Hoseok'a el sallayıp ondan uzaklaştı. Hoseok da iç çekip koridorun diğer tarafına doğru yürüdü.

"Alo, anne? Geliyorsun, değil mi? Kadını bir gün daha bekletirsem beni çiğ çiğ yer."

"Geliyorum, geliyorum da... senin sınıfın neydi kuşum?"

"Sınıfım önemli değil. Hocayı bulsan yeter. İsmini falan yazdığım kağıt elinde değil mi?"

"Evet, elimde. Peki, tamam TaeTae ben yakınım, birazdan orada olurum."

"Güzel. Ben de birazdan derse gireceğim, o yüzden görüşemeyebiliriz. Sadece şu kadınla konuş ve derdini öğren. Ondan gerçekten nefret etmeye başladım."

"Tamam, sakin ol. Biri duyar şimdi. Haydi kapatıyorum ben, iyi dersler."

Telefonun kapanma sesi duyuldu. Taehyung cihazı cebine geri atıp sınıfa doğru ilerledi.

"Konuştun mu?" dedi Jimin, Hoseok'a.

"Evet ama onu gerçekten çok üzdüm. Düzgün bir şekilde telafi etmem gerek."

"Eh, onu da yaparsın artık. Neyse, senin dersin yok mu şimdi?"

"Evet, var, gitmem gerek."

"Benimkisi boş, biraz ortalıkta dolanacağım. Belki de Yoongi hyunga uğrarım. Taehyung konusunda sana bol şans."

Hoseok tekrar iç çekti ve başını aşağı yukarı sallayarak sınıfına ilerlemeye başladı.

Jimin ellerini cebine attı ve yavaş adımlarla müzik sınıfının yolunu tuttu. Merdiven ayrımına geldiğinde önce lavaboya gitmesi gerektiğini hissederek üst kata doğru ilerledi ve herkesin sınıfına girmiş, dersin başlamış olduğunu fark etti.

Geldiği bir üst katta boş koridorda iki kadının konuştuğunu gördü ve azar yememek adına duvarın arkasına doğru çekildi.

Bir dakika, dedi Jimin. Bu Taehyung'un annesi!

Bulunduğu yerden ayrılmadı ve bir süre Taehyung hakkında konuşan ikiliye kulak kabarttı.

"Öncelikle şunu söylemeliyim ki son zamanlarda Taehyung'un ilgisi biraz dağınık. Aslında bundan ziyade uyuma ihtiyacı duyuyor. Kafasını sıraya koyuyor ve tüm ders uyukluyor. Geceleri geç mi yatıyor?"

"Aslında... hayır. Erken yatmayı seven biri. Geceleyin, film izleyelim, diye teklifte bulunduğumda kabul ettiğini bir kez bile görmedim. Uyumayı çok seviyor. Belki de ondan dersinizde uyukluyor olabilir. Bu konu hakkında onunla konuşacağım, eğer bu ciddi bir probleme dönüşüyorsa. Bir de... haftasonundan önce evet belki uyuklamış olabilir çünkü geç saatlere kadar babası hakkında konuşmuştuk. Biraz dertleşmeye ihtiyacımız vardı, ikimizin de."

🌼 Flower Boy 🌼Where stories live. Discover now