"Sadece üç oda ileride," diye kendi kendine konuşan Woori heyecanımı daha da arttırıyordu.
Jimin sunbaeyle aramızda geçen şu en son olay her an aklımdaydı ve şimdi O'nun karşısına çıkıp ne diyecektim ki? Benimle konuşmak istemediği her halinden belliydi.
"Seni burada bekliyorum, içeriye girdiğini görünce gideceğim." Baygın bakışlarımla ona bakıp kafamla onaylamaya çalıştım. Bakışlarındaki alay yerini şefkate bıraktığında daha rahat hissettim. "Mira, aranızda sorun olduğunu ve ondan hoşlandığını anlayabiliyorum. Lütfen sorunu halledin, ben hemen kızların yanında seni bekliyor olacağım. Anlaştık mı?"
"Her şey çok güzel olacak, değil mi?"
Gülümseyip kolumu sıktıktan sonra kapıyı tıklatmıştı. "Oldu bile."
Şaşkınlıkla çaldığı kapıya döndüm, o ise duvarın sağ tarafına geçmiş saklanmıştı. "Naptın Woori ya.."
Son bir kez saçımı düzeltip yanmış yanaklarıma ellerimi bastırırken kapı aniden açılmış, Jimin sunbae karanlığın içinden bir ışık fümesi gibi belirmişti. Önce dağınık saçlarını iyice karıştırmış ardından gözlerini kısarak kim olduğumu anlamaya çalışmıştı.
Yanaklarımda duran ellerimi teker teker çekip bir adım attığında ağzını aralamıştı. "Mira?"
"Sunbae?"
Sol elimi kavrayıp beni hafifçe kendine çektiğinde nefesimi tutup arkamızdan kapıyı kapatmasını seyrettim.
"Sunbae, sarhoş muydun?"
"Çok karanlık," demişti kolunu uzatıp beni duvarla arasına aldığında. "Korkmaman için ışığı açacağım."
Hareket etmemeye çalışıp kilerde dediğini yapmaya çalışarak gözlerine odaklandım. Karanlıkta parlayan tek şeydi gözleri.
Kısa bir uğraş sonucunda ışığa ulaştığında rahat bir nefes verdim ve aydınlanan odaya göz attım hızlıca. O ise bu arada geri çekilip karşıdaki duvara yaslanmıştı.
Kendime gelmem uzun sürecekti ve bunu bildiği için bana sadece birkaç dakika verdi. Birkaç dakika içinde ben etrafa bakındım, O ise bana. Şu an düşüneceğim en son şey kızların beni beklemesiydi, burada kalbim alev içerisindeydi. Hem de sadece O karşımda durup beni izlediği için.
Boğazını temizleyip kendisiyle ilgilenmemi istediğinde güçlükle bakışlarımı yüzüne çevirsem de gözlerine bakamadım. Burnuma gelen muhteşem kokusunu aldığımda alkol almadığını fark ettim.
"Sunbae," dedim bu şeyin çabucak bitmesi için. "Seninle bir şey konuşmam gerek."
Tepkisine öğrenmek için gözlerine baktığımda sakince beni izlediğini görüp yeniden bakışlarımı tombul yanaklarına çevirdim.
"Gitsem iyi olacak, sonra konuşalım."
"Ne?" Yaslandığım duvardan doğrulup elimi kapını koluna attığımda iç çekip önüme geçmişti. "Mira garip davranıyorsun."
İstemsizce sinirlenip kaşlarımı çattım. "Ben mi garip davranıyorum?"
"Gecenin bir yarısı odama geldiğinin farkında mısın?" Elimi tutup kapıdan ittirdiğinde sinirin tepemde olduğunun farkındaydı. "Ne bu tripler?"
"Trip mi?" diye sesimi yükseltip bir adım geri attım. "Benimle dalga mı geçiyorsun? Bunca zamandır triplerde olan sensin." Aramızdaki saygıyı kaldırdığımı fark ettiğimde utansam da devam ettim. "Kişilik bozukluğun sadece bana mı işliyor?"
YOU ARE READING
i wait ❀ jimin
Fanfiction"Ellerimden tutarsın diye bekliyorum." •ave maria kitabındaki karakterler vardır•
• o n b i r i n c i •
Start from the beginning
