8.Bölüm

263 17 0
                                    

Sabah kapımın durmaksızın çalan ziliyle uyandım. Kimdi bu? Saate baktığımda 07.50'yi gösteriyordu. Bugün mezun oluyordum ben! Nasıl bu saate kadar uyudum? Koşarak kapıyı açtım. Karşımda kırmızı takım elbisesi, altında siyah gömleğiyle bir Tae beklemiyordum.

''Ah, Taehyung-sshi günaydın. ''

''Günaydın, Min. Ben erken gelmedim değil mi? Sen, yeni uyanmışa benziyorsun. Sanırım erken geldim. Neyse o zaman ben seni aşağıda bek-''

''Hayır, hayır. Tam vaktinde geldin. Hemen hazırlanıp geliyorum, içeri gel lütfen. '' deyip koşarak odama gittim. Kırmızı elbisemi giyip aksesuarlarımı taktım. Saçlarımı dalgalı bir şekilde açık bıraktım. Salona gittiğimde V etrafı inceliyordu. ''Evin çok sade.'' dediğinde kafa salladım.

''Ah, evet. Jungkook da aynı şeyi söyledi. Zevksiz ve sade bir evmiş. Gerçi ben evimi seviyorum. O yüzden benim için sorun yok.''

''Demek Jungkook'la komşuculuk yapıyorsunuz. O senin evine, sen onun evine...'' dediğinde şaşkın bir şekilde Tae'ye baktım. Ne demek istedi bu şimdi?

''Üst komşum aynı zamanda güvenliğini sağladığım kişi o, Taehyung. Sence de onunla çok zaman geçirmem normal değil mi?''

''Hmhm evet.''

''Geç kalmayalım Taehyung.'' dediğimde peşimden gelerek evden çıktı. Ayakkabılarımı ve montumu giydikten sonra merdivenlerden indik. Jungkook, hala uyuyor olmalıydı. Uyusun, tatlı tavşan.

***

Mezuniyet balosunun yapıldığı alana geldik. Arabadan Taehyung'un çıktığını fark edenler ve ardından benim çıktığımı görünce şaşkınca bana baktılar. Tae'nin koluna girdim ve beraber kapıdan içeri girdik. Görenlerin şaşırmasının sebebi Bts'i korumak için can atan çok kişinin olması ve korumak için seçilen şanslı kişinin ben olmamdı. Aslında bu şaşırmaktan çok kıskançlığa benziyordu. Çünkü kız güvenlikler ve diğer güvenliklerin partner olarak getirdiği kızların gözlerinde o kıskançlığı ve isteği gördüm. Yine de aldırış etmeden yürümeye devam ettim. Şanslarına küssünler ben ne yapayım?!

''Min, kavga çıkmaz değil mi?'' Taehyung'un sorusuyla ona baktım.

''Ne kavgası?''

''Bu bakışlar pek hayra alamet değil gibi.''

''Ahah! Yok, Taehyung-sshi kavga çıkmaz. Çünkü kavga çıkarsa mesleklerini alamazlar. Yani kavga çıkartan taraf direkt işsiz kalır. Kavga çıkmaması için böyle sert kurallar konuldu, merak etme. Kurala uymayan cezasını çeker!'' dediğimde güldü.

''Mesela ben kavga etsem kim cezasını çeker?'' dediğinde kendimi gösterdim.

''Neden sen çekiyorsun?''

''Çünkü seni buraya ben getirdim. Partnerim olduğun için senden sorumluyum. Hem sen neden kavga edeceksin ki ahah?'' Gülerek sorduğum bu soruya etrafa göz gezdirerek cevap verdi. ''Çünkü kırmızı sana çok yakışmış ve herkesin gözü üstünde''

''Oh! Öyle mi?''

''Öyle.'' Verdiği cevaptan sonra etrafa göz gezdirdim. Tae ile güzel ve uyumlu çift olmuştuk. Herkesin gözü üstümüzdeydi. Kıskançlık dolu gözler!

''Ben kimim?'' Gözlerimi elleriyle kapatıp bu soruyu soran kişi tabi ki Chris'ti. ''Şapşal Chris!''

''Nasıl bildin ya?'' dediğinde gözlerimi devirdim. O sırada MinHo da yanımıza geldi.

''Oh? Taehyung-sshi?''

''Ta kendisi!'' dedim sevinçle. MinHo'nun kız kardeşi de gülerek ellerini çırptı. ''Oppa! Fotoğraf çekilebilir miyiz?''

''Tabi ki.'' diyen Tae, kameraya kısa bir gülüş sunup bana döndü. ''Chris, konserde benim güvenliğimi sağlayan kişiydi, onu hatırlıyorum. Peki bu kim? Beni tanıştırmayacak mısın Min?''

''Ben MinHo, efendim. Bts'i çok seven bir güvenliğim. Şarkılarınızı severek dinliyorum!'' MinHo, benim yerime cevap vermişti.

''Memnun oldum, MinHo.''

Masalara geçtiğimizde şefim ve bir kaç usta şef daha öğretmenlerimizle beraber konuşma yapmak için sahneye çıktılar. Sıra mezun karnesini vermeye gelince heyecanlandım.

''Başarılı öğrencimiz Soo Min'i belgesini vermek üzere sahneye davet ediyorum. Artık gerçek bir özel korumasın Min. Tebrikler!'' Koşarak belgemi almaya gittim ve şefimle fotoğraf çekildikten sonra geri indim. Vay be! Artık gerçek bir işim vardı. Jungkook'un korumasıydım ve emekli olana kadar öyle kalacaktım. Beraber yaşlanma diye buna derim ben!

''Tebrik ederiz Min!'' diyerek sarılan arkadaşlarıma ben de onları tebrik ederek sarıldım. Sarılmalarımız bittiğinde Taehyung'la göz göze geldim. Beni yalnız bırakmamıştı ve bu mutlu günümde kendisi gibi değerli biriyle vakit geçirmiştim. Ona hızlıca sarıldım. ''Teşekkür ederim! Çok teşekkür ederim! Beni bu günümde yalnız bırakmadınız ve geldiniz!''

''Min-ah! Rica ederim!'' Sımsıkı sarıldığında gülümsemem yüzüme yayıldı. Etraftaki kıskanç bakışların da gülmem de etkisi vardı tabi ki!

Şarkı başladığı sırada herkes partnerleriyle dans etmeye başladı. Hatta bir kaç kız Taehyung ile dans etmeye geldi. Fakat Tae onları kibarca reddetti. Maalesef ben dans etmeyi beceremediğim için zavallı Taehyung ile öylece oturuyor, dans edenleri seyrediyorduk.

Taehyung'' Min, ben lavaboya gideceğim. Hemen gelirim, bir yere ayrılma.'' deyip göz kırparak ayağa kalktığında güldüm.''Tamam Tae, bekliyorum.''

Yaklaşık beş dakika geçtikten sonra şarkı başladığından beri sürekli göz göze geldiğim çocuk yanıma geldi. Onunla pek konuşmuşluğum olmadığı için adını bilmiyordum. Elini uzatıp ''Soo Min, bana bu dansta eşlik eder misin?'' dediğinde onun ismimi bildiğini fark ettim. ''Hayır, bu konuda pek iyi değilim.'' dedim ve onu reddettim. Ancak o ısrarlıydı.

''Bana güven, bir sorun çıkmayacak! Sadece dans edeceğiz. Sen ve ben..'' dediğinde başka bir yere geçmek için ayağa kalktım. Kolumu tutup gitmemi engellediğinde ''İstemiyorum, anlasana!'' diye bağırdım. Herkes bir anda bize döndüğünde Chris ve MinHo'nun hızla yanıma geldiğini gördüm.

''Min! Bu dans edilecek! Sabahtan beri gözlerimi senden alamıyorum. Sen de bana bakıyordun! Lütfen bana bu eziyeti etme! Ben sana yakın olmak istiyorum!'' dediğinde lafa Chris karıştı.

''İstemiyor işte, anla!''

''Sen karışma! Hadi Min, gel ve kendini benim kollarıma bırak!''

Sinirle yumruğumu sıktım. Yüzüne vurmamak için kendimi zor tutuyordum. O sırada Taehyung'un yanıma gelip koluma girmesiyle gözler onun üstüne çevrildi. Çocuk bir ona bir bana baktığında Tae '' Ya defolursun ya da...defolursun!'' dedi.

''Hayır, bu kızı istiyorum!''

''Saçmalamayı kes! Daha seni tanımıyorum bile!'' dedim sitemle.

''Tanışmak zor değil güzelim, yeter ki iste. ''

Taehyung beni kendine çekip ''Üzgünüm ama bu kız başkasına ait!'' dediğinde mırıldanarak ''Sakın 'bana ait' deme, bitersin. Oppacılar çok biliyorsun! Ayrıca meslek hayatın bitebilir'' dedim.

Yüzüne baktığımda MinHo'ya kaş göz işareti yapıyordu. Bts üyelerinin hepsi mi zeki olur? Cevabı ben vereyim ; Bence evet!

''Evet, bana ait!'' diyen MinHo yanıma geldi.

Çocuk''Partnerin neden Min değil o zaman?'' diye zekice bir soru sorduğunda Tae lafa atladı.''Mezuniyet balosuna Min'le katılmak istediğim için MinHo bir sorun olmayacağını söyledi ve kız kardeşiyle geldi. Bu kadar basit.'' Taehyung'un dediklerinden sonra çocuk başını iki yana sallayarak yanımızdan ayrıldı. Taehyung'a dönüp tekrar sarıldım. ''Teşekkür ederim, zeki adam!''

''Rica ederim, güzel bayan!''


ÜST KOMŞUM Where stories live. Discover now