KARANLIK

65 4 22
                                    

Geç kaldığım için üzgünüm. Bu hafta sonu abimin düğünü olduğu için telaş içindeyiz o yüzden iki gün gecikti. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı eksik etmeyin.

ZAYN

Tanıdık sokaklar birer birer arkamızda kaldıkça Alex daha çok sokak lambasının ışığının aydınlatamadığı sokak aralarına giriyordu.

O güvenli evimin çoktan arkamızda kalmıştı. Neredeyse 45 dakikadır yürüyor tabi ben de onu takip ediyorum. Bu saatte artık nereye gidiyorsa hanımefendi bir türlü onu takip ettiğimin farkında bile değil.

Gecenin köründe sıcak yatağımdan kalkıp bu tenha ve tehlikeli yerlere gelememe değer bu takip işi. Alex içinde sarhoşların ve evsizlerin yattığı küçük bir parka girdi. Hemen bir ağacın arkasına saklandım. Ateş başında ısınmaya çalışan evsizlerin yanına gitti. Üstü başı yırtık, yüzü kir içinde kalmış, altmışlı yaşlarında olan saçı sakalı birbirine karışmış bir adamla selamlaştı. Adamla kısa bir sohbet etti. Adam sağ tarafında duran bankın üstündeki siyah poşeti Alex'e uzattı. Alex'te cebinden çıkardığı paraları adama verdi.

Ne aldı şimdi bu adamdan? Poşette ne vardı? 'Yasal bir şey olmadığı kesin' diye cevap verdi iç sesim. Belki de bu saatte aldığına göre kesin uyuşturucu ya da silah almıştır.

Napıyorsun kızım sen ya? Nelere bulaştın bu saatte? Alex adamın yanından ayrılınca hemen saklandığım ağacın arkasından çıkıp çiftlerin üstünden atlayıp parka girdim. Alex'in dikkatini çekmeden yavaşça arkasından yürümeye başladım. Sanki Alex takip edildiğini anlamış gibi bir anda arkasını döndü.

Ona çaktırmamak adına kendimi hızla çöp kutusunun arkasına attım. Lanet olsun. Her tarafım mahvoldu.  Neden insanlar çöp kutusu varken yere çöp atarlar ki? Üstün hep kusmuk oldu ya. Of Alex. Başıma ne geliyorsa hep senin yüzünden. 'Süsünü boşver Zayn, Alex gidiyor' diye uyardı beni iç sesim. 'Ne demek üstünü boşver! Her tarafım leş gibi oldu. Bir dakika ne? Alex mi gidiyor?' 'Evet gerizekalı sen üstünü düşünürken kız çoktan gitti' diye bıkmışlıkla konuştu. Harika bir iç sesim vardı Alex gibi bana laf sokmayan o da oldu tam oldu. Neyse artık olan oldu Zayn kalk ayağa da şu cadıyı takip et. En azından çektiğim eziyete değsin.

Çöpün arkasından kalkıp sokağa baktım. Alex ortalarda gözükmüyordu. Lanet olsun kaçırdım. 'Sen kendine o kadar odaklanacağına kıza baksaydın.' diye laf soktu  iç sesim. 'Laf sokmayı bırakta şimdi ne yapacağız?' 'Fazla uzaklaşmış olamaz şu köşeyi dönmüştür. Koş Malik koş başka türlü yakalayamazsın' diye akıl verdi. Eh artık tabana kuvvet koşacağız.

Köşeyi döndüğümde biraz ileride sırtını duvara rastlamış bir Alex beklemiyordum. Kafasını kaldırıp bana baktı. "Sonunda biran için hiç gelmeyeceksin sandım" dedi. "Ha?" diye çokta nazik olmayan bir cevap çıktı ağzımdan. Sonra elimi saçlarıma götürüp vakit kazanmaya çalıştım. "Demek sen de buradasın" dedim sanki onu takip eden ben değilmişim gibi. Lafımı bitirir bitirmez Alex'in insanı büyüleyen şen kahkahasını duydum. Kutsal bir ilahi gibiydi kahkahası. Onu ilk defa bu kadar güzel gülerken görüyorum. Böyle alaysız bir gülüş. Ben onun kahkahası ile büyülenirken o kendini toplamış hala yüzünde hafif bir tebessüm vardı.

"Cidden mi Zayn. Bunu devam ettirecek misin?" "Neyi?" dedim anlamayarak. Harbiden neyi devam ettireceğim ki. 'Kızın gülüşünde kaldın Zayn. Çık şunun etkisinden.' diye beynime emir verdim. "Bak evden çıktığımızdan beri peşimden geldiğini biliyorum" dedi halen kıkırdayarak.

One Direction vs Mahşerin Dört  atlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin