1.Bölüm

1K 39 14
                                    

Yine aynı terane! Yine aynı gürültüler ve benim bölünen uykum! Taşınalı bir hafta olan üst komşumun takırtıları ve sanki eve sirkten bir fil getirmiş gibi gümbürtüleri var. İki, üç gün anlarım yeni gelmiştir, yerleşiyordur ama yeter!Tam bir hafta çekiyorum bu çileyi! Bu son şansı, eğer bir güne daha böyle uyanırsam gideceğim kapısına ve söyleyeceğim tek tek şikayetlerimi suratına! Her neyse saat 07.26 ve okula gitmem gerek. Üniversiteli bir öğrenciye yapılır mı bu ya? Gerçi mezun olmama az kaldı ama olsun. Sabah sabah sinir doluyorum resmen. İnsan bir özür diler ama o da yok! Kahvaltı hazırlayan anneciğim de yok! Kıyafetlerimi de ütülemedim! Al işte yine sinir oldum her şeye. En iyisi pastahanede ki sıcak simitlerle keyfimi yerine getirmek. Sanırım beni mutlu edecek şeylerden birisi bu.Sıcak simit!

Yatağımdan çıktım ve hazırlandım. Çantamı da hazırlayıp güzel binamızın üçüncü katında bulunan dairemden komşularımı rahatsız etmeyecek şekilde (!) çıktım.Ve asansör...

Gelmek bilmeyen asansöre sinirle söylendim. Sanırım bugün her şey beni sinir etmek için- hah! sonunda geldi asansör! Hemen bindim ve kolumdaki saate baktım. 07.54'tü ve en geç 08.30'ta stajda olmam gerekiyordu.Asansörün giriş katı numarasına bastım. Fakat benden önce birisi daha bastığı için asansör yukarı çıkmaya başladı ve dördüncü kat! Kapının açılmasıyla beraber hemen içeri maskeli bir adam girdi. Bu apartmandaki bir çok kişiyi tanımıyordum bu nedenle fazla sorgulamadım. Ama umarım üst komşum olan ve beni sürekli uykumdan eden kişi değildir. Gece geç saatlerde bile evinde fil oynatıyordu sanki! Bu düşüncelerle aynaya dönerken ben, o da telefonuyla birini arıyordu.

''Günaydın hyung. Evet evet tadilat bitti sayılır.'' Ne tadilatı? Tadilat? Yoksa bu üst komşum mu?

''Yha! tamam hyung. Evet, kalın giyindim. Peki, görüşürüz.''dediğinde ona dik dik baktım. Baktığımı fark edince o da aynı şekilde bana baktı. ''Bir şey mi diyecektiniz?''

Tam ''Evet'' demiştim ki o sırada asansör giriş katına inmişti. Kapıyı hızla açtı ve ''Üzgünüm ama acelem var. Sonra konuşuruz olur mu?'' dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım. Zaten benim de acelem vardı. Koşarak önce pastahaneye sonra otobüs durağına gittim.

***

''Güvenliğin yapması gereken en önemli şey nedir çocuklar?''

''Güvenliği sağlamak!'' diye kendi güvenlik ekibimle bağırdım. Bugün gerçekten güvenlik olacaktık.

''Soo Min, Chris ve MinHo sizleri bugün BTS konserine güvenlik olarak göndereceğim. Tabiki yanınızda bir kaç güvenlik daha olacak her ihtimale karşı. Lakin size ayriyeten korumanız gereken kişilerin olacağını söylemeliyim.''

Şu BTS, Kore'yi temsil eden kpop grubuydu hatırladığım kadarıyla. Onları koruyacak mıydık şimdi biz? Kulağa eğlenceli geliyordu. Profesyonel güvenlik şefimiz lafını tamamladıktan sonra bana döndü ve ''Mesela Soo Min, senin koruman gereken kişi idol Jungkook. Şanslısın bir çok kızın hayalidir onun yakınında olmak. Fakat zordur! Her türlü eğitimi aldınız bu yüzden size güveniyorum. Her ne olursa olsun onları koruyacaksınız!'' diyerek yanımızdan ayrıldı. Üniversitede güvenlik olmak isteyen çok az sayıda kız vardı ve içlerinden biri de bendim. Üç kişilik ekiptik biz: Chris, MinHo ve ben. Bugün için seçilmiş özel güvenlik ekibiydik. Heyecanlı,mutlu ve bir o kadar da gergindim. Acaba bugünü nasıl geçireceğim?

***

''Hadi Soo Min, seni bekliyoruz.''

''Tamam, geldim işte Chris''

''Bana V'yi vermişler. Yani Kim Taehyung'u! Onun özel koruması olacağım için mutlu mu olmalıyım üzgün mü bilmiyorum. Zor ve farklı birine benziyor. Fanları kim bilir nasıldır?'' dediğinde güldüm. O sırada MinHo yanımıza geldi. ''Haydi gençler gidiyoruz!'' dedi ve el çırptı.

ÜST KOMŞUM जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें