E | 28 ※ To Fly

4.4K 499 508
                                    

"Uçmak"

Kırmızı-siyah dumanın arasından çıkan Seokjin dizlerinin üzerine çöktü ve elini ağzına kapatarak şiddetle öksürmeye başladı. Uzun süren öksürük krizinden sonra yere oturup derin soluklar aldı. Boğazının yandığını hissediyordu. Eline baktığımda kan gördü.

Yer değiştirme büyüsünü gereğinden fazla kullandım, diye düşündü. Kalabalıklardı. Bir dahaki sefere daha hazırlıklı olmalıyım.

Etrafına baktı, nerede olduğundan emin değildi. Sınır dışında, ormanın ortasında bir yerlerde olmalıydı. Ayağa kalkmaya yeltendiğinde gözlerine karanlık çöktüğünü hissetti ve bilincini kaybederek yere yığıldı. Göz kapakları bir perde gibi kapanmadan önce gördüğü son şey, kendisine doğru yaklaşan ayaklardı.

※※※

"Bahsedilmeyen Topraklar'da uzun zamandır çocuk kahkahası duyulmuyordu." dedi Chanwook, gülümseyerek Jimin ve Sunwoo'nun küçük Vampir-Melek kız ile oynamalarını izlerken.

Herkes büyük bir çardağın altına toplanmış, yuvarlak masanın etrafına oturmuştu.

"Merak ettiğim bir şey var, eğer tüm Melekler buradaysa, o zaman bu kız nasıl ortaya çıktı?" dedi Taehyung. "Bunun anlamı dışarıda bir yerlerde başka Meleklerin de olduğu anlamına gelmez mi?"

Chanwook başını salladı. "Yıllar önce kaybolmuş olan bazı dostlarımız vardı. Belki de ölmemişlerdir. Bu küçük kız bunun canlı kanıtı."

"Bahsettiğiniz, kaybolan Meleklerden biri bir Vampir ile hayatını birleştirerek kimliğini gizlemiş olmalı." dedi Yoongi. "Ama... Nasıl çocuklarını kaybettiler?"

"Sanırım bunu ona sormalıyız." dedi Chanwook gözleriyle kızı işaret ederek.

Jimin elinden tuttuğu küçük kızla, onların oturduğu çardağa doğru ilerledi.

Tutsaklığın şokunu üzerinden yavaş yavaş atıyor olan küçük kız, merakla kendisini kurtaran kişilere bakarken Jimin'in yardımıyla masanın üzerine oturdu.

"Söyle bakalım, adın nedir?" diye sordu Chanwook.

"Young Lee." diye cevapladı kız.

"Young... Yani baban Vampir, öyle mi?"

Küçük kız gökyüzüne bakarken dudaklarını büzdü. "Aslında... Geçmişime dair pek fazla şey hatırlamıyorum. Hatırlayabildiğim en son şey ormanda koşuyor olduğum. Bir Zycon'dan kaçıyordum ama yakalandım."

"Anlıyorum. Elbette büyük bir şok yaşadın, bu yüzden hafıza eksikliği yaşaman normal. Ama hatıralarını geri kazanmanı sağlayacak büyülere başvurabiliriz."

"Belki de hatırlamaması onun için daha iyidir." dedi Jimin. "Ya çok acı verici bir şey hatırlarsa?"

"Seokjin denen Zycon'un tutsağı olmaktan daha acı verici ne yaşamış olabilir ki?" dedi Heasun.

"Seokjin mi?!" Seolrin birden ayağa fırladı. "Siz... Siz onu mu gördünüz?"

"Evet. Abin falan mı? İsimleriniz benziyor ve ikiniz de insan olabiliyorsunuz." dedi Yoongi.

Seolrin gözlerini yere çevirirken yavaşça başını salladı. "Ona söylemem gereken çok önemli bir şey var... Hayatını uğursuzca bir şey için feda ediyor. O kara büyüler... Onlara maruz kalmaya devam ederse git gide güçlenecek, ama en sonunda tükenecek."

"Ne demek istiyorsun?" dedi Mirai. "Kara büyüler İblisler ve Zycon'lara zarar vermez sanıyordum."

"Basit büyüler vermez, fakat Jin çok ağır büyüler kullanıyor. Ne kadar güçlü olduğunu görmüşsünüzdür. Çok geç olmadan onu durdurmalıyım. Bu dünyada ondan başka kimsem yok."

• Are You Human Too? Π Min Yoongi •Where stories live. Discover now