A | 24 ※ Feelings In The Deep

4.3K 512 437
                                    

"Derindeki Hisler"

"Bahsedilmeyen Topraklar'a hoş geldiniz, Seçilmiş Olan ve İlkdoğanlar. Sevgili Jaehwa, güzel büyücü Pyo Minha ve ağaçların dostu Kim Taehyung, siz de hoş geldiniz." dedi Baş Melek Chanwook.

"H-Hoş bulduk..." dedim gözlerimi kırpıştırarak.

Hepimiz şaşkınca karşımızdaki kalabalık Melek grubuna bakıyorduk.

Kelebeklerin tekrar yol göstermesiyle Bahsedilmeyen Topraklar'ın koruyucu duvarından içeri girmiştik ve girer girmez bizi onlar karşılamıştı. Üzerlerinde yine beyaz cübbeleri vardı fakat bu kez hiçbiri maske takmıyordu.

Chanwook'un yüzünü ilk kez görüyordum ve 70'lerinde olmasına rağmen yüzünde tek tük kırışık vardı. Saçları hatırladığım gibi beyaz-sarı arasında açık bir renkteydi. Derin ses tonuna yakışan bir tipi vardı. Diğer melekler ise bazıları orta yaşlı olmak üzere çoğu gençti. Hepsi sarışın-kumral ve ela gözlü olsa da tipleri birbirlerinden çok farklıydı ama hepsi çok güzel ya da yakışıklıydı. Sıradan bir insan buraya gelse cennetteki hurilerin arasına düştüğünü zannedebilirdi.

Jaehwa gözlerini Meleklerin arasında gezdirdi ve birden koşmaya başladı. "Anne!"

"Ah, güzel kızım. Sonunda geri döndün." dedi Jaehwa'nın annesi onu kolları arasına alırken.

"Diğer ilkdoğanlar nerede?" diye sordu Chanwook.

Ona durumu anlattığımda başını salladı. "Umalım da kaza bela olmadan geri dönsünler."

Taehyung bir an elini alnına koyup gözlerini kapattı.

"Onların varlığını hissediyorum. Yani, ağaçlar hissediyor. Buraya doğru geliyorlar." dedi ve elini alnından çekip bize baktı.

"Bu güzel haber. Buyurun, içeriye girelim." dedi Chanwook elini kaleye doğru uzatarak.

"Ne kadar da güzel bir yer." dedi Raena hayranlıkla etrafı incelerken.

"Babam..." dedi Jimin Chanwook'a bakarak. "O burada mı?"

"Ah, elbette. Baban kütüphanemizde çalışıyor. Onu görmek ister misin?"

Jimin hafifçe başını salladı. Chanwook meleklerden birini çağırıp Jimin'i babasına götürmesini söyledi.
Tam kalenin içine doğru ilerlediğimiz sırada Taehyung durup arkasına baktı.

Biz de durduk ve ona baktık.

"Bir sorun mu var?" dedim.

Koruyucu duvara doğru baktığımızda, duvarın içinden Yoongi ve diğerleri geldi. Ayrıca Jungkook'un kucağında bir kız vardı.

"Size Zycon bulun dedik ve siz gidip kız mı yürüttünüz?" dedi Jimin kaşlarını kaldırarak.

"Zycon bu." dedi Yoongi.

"Ne?!" Taehyung anlamsızca yüzünü buruşturdu.

Jaehwa kaşlarını çatarak annesinden ayrıldı ve Jungkook'a doğru ilerledi. Bu sırada Jungkook kızı yere yatırıyordu.

Hepimiz baygın kızın etrafına toplandığımızda Chanwook eğilip elini kızın alnına koydu. "Ateşi var. Oldukça hasta ve bitkin görünüyor. Jimin, buraya gel lütfen."

Jimin yutkunarak Chanwook'un yanına geldi.

"Ona dokunup ırkını belirle ve bize duygularından bahset." dedi Chanwook Jimin'e dönerek.

Jimin başını salladı ve elini kızın koluna koydu. Hepimiz merakla Jimin'e bakarken, Jimin birkaç kez gözlerini kırpıştırıp yüzünü buruşturdu. Sonra bir anda titrek bir nefes alarak elini geri çekti ve yere çöküp iki elini kendi başına koyarak derin nefesler aldı. Gözleri fırıl fırıl dönüyordu.

• Are You Human Too? Π Min Yoongi •Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt