0.28

9.9K 586 31
                                    

"Hadi artık. Tek kelime etmedin. Ne olduğunu söyleyecek misin?"

Ruhsuzca etrafa baktım. Gözlerim hala dolu doluydu. "Bir şeyim yok diyorum ya. Siz de merak etmeyin artık." diyerek geçiştirdim. Melike gözlerini kıstı. Miraç, hiçbir şey anlamamıştı.

"Artık bana yaklaşık olarak, bir aydır dönen şeyi söyleyecek misiniz? Daha ne kadar susabilirim bilmiyorum. Sizi yargılamayacağım."

Kuzey'le gözgöze geldik. Omuz silkti. Kafamı salladım. "Bu ufak bir oyun." diyerek başladı söze. Miraç'a baktım. Sorarcasına baktı. "Aramızda bir şey yok. Zaten kuzeniz." diyerek devam etti. Miraç, kızgın değildi. Bu afallamama sebep oldu. Gözlerim tekrar dolarken, attığı bakışlardan kaçtım.

"Lavin kimi seviyor?"

"Arden." dedim.

"Bunu bana söylemeliydiniz ama kızmıyorum. Onun yakın arkadaşıyım. Bundan çekinmiş olmalısınız."

"Yapma. Bana kız, bağır, çağır ama böyle yapma. Kendime kızacak sebebim olsun." dedim. Kaşlarını çattı. "Sana kızmıyorum Lavin."

"Tamam. Ben kendime kızarım yine de."

Bıkkınca baktı. "Neden ağlıyorsun?" dedi. "Güneş ve Arden barıştılar." dedim. Giray sıkkınca bir nefes verdi. "Ne zaman oldu bu?" diye sordu. "Öğlen işte." diye açıkladım. "Benimle konuşmadı." dedi Melike. Burukça sırıttım. "Belki yüzü kalmamıştır kendince."

"Ne?"

Yazdığım mesajları okudum. "Kızım sen neymişsin be? Ben ayağımı denk alıyorum bundan sonra. Söyleyeceğim sözleri on kez düşünüp söyleyeceğim." dedi Kuzey. Güldüm. "Aynı performansı Miraç'tan da bekliyorum."

"Nah." deyip el hareketi çekti. Eline uzanıp, ısırdım. "Düzgün konuş benimle." deyip, güldüm. Keyfim yerine gelmişti.

"Selam."

Keyfim yerine geldi mi demiştim? Pardon, yanlış düşünmüşüm. Soğuk bakışlarım ona döndü. Masadaki herkeste durum aynıydı.

"Bir şey mi var? Neden öyle bakıyorsunuz?"

"Aptala bakıyorum." dedi Miraç.

"Asla demiştin!" deyip, işaret parmağını ona doğru tuttu Melike. Arden sıkkınca nefes aldı. "Büyük konuşmamak gerekiyormuş." dedi. "Hah!" sesi çıktı ağzımdan. Bakışları bana döndü. "Samimiyetine inandığım için kendime kızıyorum." dedim.

"Ne oluyor ki size? Onu o kadar iyi tanımıyorsunuz."

Sinirlerim altüst olurken, "Sorun o değil aptal. Sorun senin dengesizliğin." dedim. "Onu sevmediğini sanıyordum. Hala daha buna inanıyorum. Gözüne bakınca bir pırıltı göremiyorum, Arden." dedi Giray.

Kafam karışıktı. Bilinmeyen olarak yazarken, ben de Giray'ın düşüncesini desteklemiştim. Fakat hala bir "Acaba?" aklımı kurcalıyordu.

"Sevgimi mi sorguluyorsunuz?"

"Her neyse. Sevgin bize kalmadı. Olan sana olur. Bundan sonra senin samimiyetine inanmıyorum." deyip, Kuzey'in omzuna attım başımı. Kuzey de başını bana yasladı.

Arden'in bakışları bizde kaldı bir süre. Sonra hızla önüne döndü. "Umarım üzülmezsin." dedi Miraç. "Ya da üzül. Hakediyorsun sen." dedi hızla.

"Şimdiden üzülmeye başladım ki. Önce bilinmeyen ağzıma sıçtı, şimdi siz. Özellikle Lavin."

"Gurur duydum." deyip güldüm. Üzgün bakışları bana döndü. "Bu işin tek sorumlusu ben değilim." dedi. Gözlerimi kıstım. Ne ima ediyordu?

Without me|Texting|Where stories live. Discover now