0.10

14K 717 91
                                    

"Topu bana atsanıza ya! Beni niye arkaya koydunuz o zaman."

"Kes."

Sinirle Miraç'a baktım. "Sana şuradan bir uçarım, tavuk gibi gıdaklarsın bak." deyip somurttum. "Al hadi gönlün olsun." deyip topu bana attı. Manşet ile topu karşıya gönderdiğimde, Arden karşıladı. Top tekrar bana gelirken, aynı hamleyle oraya yolladım. Birkaç defa daha top aramızda dönünce, Giray, "Biz çıkalım. Daha rahat oynarsınız. Bu ne lan?" dedi. Güldüm.

"Büyüyünce sen de oynarsın abisi. Ağlama bu kadar." deyip öpücük attım.

Topu bu sefer el pasıyla, Melike'ye gönderdim. O da karşıya geçirdi. Azra karşıladı. Topa smaç basınca, top bana doğru geldi ve o klişe sahne yaşandı. Top kafama doğru gömülünce, nevrim döndü ve yere düştüm. "Ah!" diye bir ses çıktı ağzımdan istemsizce.

"İyi misin? Ben çok özür dilerim."

Zar zor elimi kaldırıp, "Önemli değil." dedim. Herkes başıma toplanırken, Miraç kolumdan tutup kalkmama yardım etti. O beni kaldırıp bıraktığı gibi tekrar yere kapaklandım. "Ya vallaha salak bu Miraç. Kız bu sefer de sakat kalacak." diye söylendi Arden.

"Revire götürelim." dedi Başak. "Ben götürürüm."

"Arden, ben götüreyim istersen?"

"Hayır, Arden götürecek."

Melike'nin sesiyle, Arden beni kucakladı. "Tam bir baş belasısın ama sana kızamıyorum işte." deyip sesli bir nefes verdi. "Özür dilerim." dedim. Gözümün önündeki benekler hala duruyordu. "Bu benekler çok güzel ha."

"Çok güzellerdir tabii. Verdikleri baş ağrısıyla daha güzel oluyorlar."

Sanki o söyleyince baş ağrım daha da artmıştı. "Pislik." dedim. Revire geldiğimizde, sedyeye oturtuldum. "Ağrı kesici vereceğim. Bir de buz."

Buzu elime tutuşturdu. Hapı ve suyu da. Hapı yuttum. Buzu da kafama koydum. Gözlerimi kapadım. Ne şanssızdım. Ya da dur, şanslı mıydım?

Telefonuma bildirim gelince duraksadım. Telefonumu elime alıp parmak izimi okuttum. Bir mesaj vardı.

Kuzey
Kafana top gelmiş. Önemli bir şey var mı, iyi misin?

Gülümsedim. Kuzey'le şu üç gündür konuşuyorduk. Çok iyi bir arkadaştı. Daha önceden tanışıyorduk ama bu kadar yakın değildik. Bir İnstagram hikayesi yanıtlamak nelere kadir. Dmden yürümeyen de ne bileyim.

Lavin
İyiyim, merak etme. Çok teşekkür ederim.

"Senin için önemli biri galiba. Yaklaşık üç dakika otuz sekiz saniyedir gülümsüyorsun."

Kaşlarımı kaldırıp, "Bunu hesapladın mı cidden?" diye sordum. Omuz silkti. "Ne fark eder?" diye sordu. "Sorunun cevabını bilmek senin için ne değiştirecek peki?" diye sordum ben de karşılık olarak. Dudak büzdü. "Bir şey değiştirmez. Sevgilinse tanışırız."

"Bu seni hiç ilgilendirmez yalnız. Ha illa bilmek istiyorsan, öyle bir şeyler."

Buzu eline tutuşturup, revirden çıktım. Bazen çok boktan şeyler yapıyordum farkındaydım ama kendimi tutamıyorum işte.

Arden
Seni anlıyorum bilinmeyen.

Bilinmeyen
PATLAMIŞ MISIRLAR AŞKINA! nE?

Without me|Texting|Where stories live. Discover now