Özel 2•Güneşin İzleri; Bir Avuç Yıldız

115 10 0
                                    

Pencereden görünmeye başlayan kızıllığa bakarken gülümsemişti genç çocuk. O'nu hatırlatıyordu bu kızıl gökyüzü. O'nun kadar büyüleyiciyi, eşsiz ve bakmanın yetersiz kaldığı kızıllık kısa sürede de ortadan yok olacaktı. Terk edenin güneş olmadığı gibi asıl terk eden kızıla aşık olan dünya olacaktı yine. Sonunda birazdan olacağı gibi kızıllık yok olacak ve kızılın izleri olan yıldızlar parlayacaktı gökyüzünde, tıpkı O'nun yalnızca anılarının kalacağı gibi; ellerinde bir avuç yıldızla gidecekti bu genç çocuk.

Şu sıralar eskisinden biraz daha kötüye gittiğini hissediyordu durumunun. Yaptığı hatalar olmuştu, sonuçları da kendisi başta olmak üzere herkesi kötü etkilemişti. Belki yapmasaydı kimsenin canı yanmayacaktı böyle ama durduramamıştı kendini. O'nun da bilmeye hakkı vardı bu aşkı, bu sevgiyi. Yaptığı hata ise belki de ona söylemek değildi zaten. Belki de çok eskiden yapmıştı asıl hatayı, belki tek bir şarkıyı mırıldanırken.

Şarkı söylediği günleri düşünmeye başlamıştı şimdi. Beni nerede duymuş olabilir diye aklına getirmeye çalışıyordu ama bir türlü aklına hiçbir yer gelmiyordu ki bir sefer evde söylediği bir şarkı gelmişti aklına. Bir anlığına odasının dışından bir ses geldiğini sanmıştı. Ama bir süre düşününce o gün evde tamamen yalnız olduğunu hatırlamıştı. Evde birisine kapıyı açacak kimse yoktu.

Bu şüphesi de boşa çıkınca kendisini kızıllığın son damlalarında o şarkıyı mırıldanmaya bırakmıştı. Bu anın başka bir günün neredeyse aynısı olduğunun farkında olmadan masasının üzerinde oturmuş, ayaklarını ufak ufak sallayarak söylüyordu kendi inancına göre büyüleyen sözlerini.

"Benimle birlikte
Büyüyen bir ukde var içimde
İnatçı bir şarkı gibi,
Gururumla didişen, adı sen.
Ömrünle birlikte
Kısalan bir adam var önünde.
Yüzsüz bir mazi gibi
Her an peşinden gelen, adı ben."

Uzun zamandır tanıdığı adamın geçmişindeki tatlı yerini biliyordu. Bazen keşke yalnızca orada kalsaydım demişti, keşke mazide kalsaydım. Ama yapamamıştı, yakın zamanda tekrar girip dağıtmıştı sevdiği adamın hayatını.

"Kim bilir beni seven bir sen
Nasıl gülümserdi?
Haketmedim belki
Kaldıramam fazla gelir.
Adımı söylemen bile bozarken dengemi
Ne haddime beni seven, gülümseyen bir sen?
Kim bilir ben olmasaydım
Kim ağlardı?
Söyle, hangisinin gözyaşı gülebilir?
Ağlayan bir gamzedir insan,
Bazen aldatır.
Seni senle aldatacak kadar kim sevebilir?"

Merak ediyordu sahiden, onu severken nasıl gülümserdi? Belki hak etmemişti de böyle yazılmıştı kaderi, belki de kaldıramazdı onun sevgisini. Bu kısa zamanda gösterdiği ilgiyle bile baş edemezken onu sevmesi...

Eskileri hatırlamıştı, kendisine abilik yaptığı zamanları. Ne tatlı görünürdü gözüne, ne ulaşılmaz. Her şeyi anladığı o ilk andan beri imkansız olduğunu zannederken bir süre öncesinde yaşadıkları ona fazla gelmişti. Belki de hayatına tercih ettiği adamın elinden aşkını almak en ağır yüktü şimdi kalbine.

O, bir ömür yanında kalacak yıldızları üç günlük güneşe tercih etmişti. Haklı mıydı, yoksa büyük bir yanlış içinde miydi bilmiyordu. Sadece kendine doğru geleni yapıyordu, kendisini korkularının yönetmesine izin veriyordu.

"Seni senle aldatacak kadar kim sevebilir?"

•••••

Moral bozukken yazılan minik bir özel bölümcük <3

Bu hikayeyi artık sona bağlamak istiyorum ve tahminen on bölüm falan var finale ama kesin diyemem.

Bi de eğer hikayeyi atlayarak okuyanlar varsa bi bok anlamayacaklar ve oh iyi olacak onlara. Niiihhihhihihhiiiii!! 😈 Benim ilmek ilmek ördüğüm kurguyu atlaya atlaya okumanın bedeli budur hıh!

Hadi bayy 👋🏻

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 02, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KIZILA BOYAWhere stories live. Discover now