25•Sadece Güven

208 17 13
                                    

Medya: Cihan yavrum

Bugün şunu farkettim ki bu hikayede başka karakter yok. Sade ve romantik dedik de bu kadar da değil ya. Şu an Cihan'la birlikte hikayeye biraz aksiyon katmaya başlıyorum. Yeehhu!

Bu arada bugün ikinci bölüm ;) Affettirmeye çalışıyorum kendimi hadi affedin

•••••

"Kağan, ne diyorsun?"

Kafamın iki dakika bile masada kalmasına izin vermeyen siyah saçlı bu kız, yani Duru, benden onunla okul çıkışı bir yerlere gitmemi istiyordu. Sorun şu ki o çok sevimli ve eğlenceli olsa da benim hiç eğlenecek halim yoktu. Ayrıca daha ruhumu dinlendirememişken bi kızla eğlenebilecek kafada biri değildim ama bu kız dışındakiler için geçerliydi sanırım bu kurallarım çünkü başımın bu kadar ağrıtılmasına ve etraftakilerin bu kadar dikkatini çekmesine daha fazla katlanamazdım. Pes etmeyeceğini ise üç teneffüstür pes etmeyişinden anlamıştım artık.

Kafamı bıkkınlıkla sıradaki kollarımın üzerinden kaldırıp ona baktım ve döndüğümde heyecanla ellerini birleştirip cevabımı bekledi. Ne yapacaksa beni?

"Bak Duru, hiç eğlence havamda değilim bu yüzden ne istiyorsan en fazla iki saat dayanabilirim. Ayrıca kabul etmemin bi şartı var, o da bugün boyunca bi daha gözüme gözükme olur mu? Uyumak istiyorum artık."

Duru yine hiç bozulmadan gülümsemeye devam ediyordu ve cevabımdan mutlu olup çığlık atmıştı. Sonra da bi eliyle kolumu tutup yaklaştı.

"Kabul edildi! İki saat benimle takılacaksın. AVM'ye gidebiliriz, bi kafeye. Çok güzel..."

"Duru buna sen karar verirsin. Şimdi git lütfen."

Konuşmasına daha fazla dayanamayıp lafını bölmüş ve kolumu da ondan kurtarmıştım. O da nereden bulduğunu bilmediğim ama kesinlikle öğrenmek istediğim özgüveniyle yanağıma koca bi öpücük bırakıp el sallaya sallaya sınıftan çıkmıştı. Elimle yanağımı silip kafamı tekrar kollarıma gömmüştüm bile.

Ne akla hizmet bugün okula gelmiştim zaten? Okula gelsem bile ders dinleyemeyeceğimi biliyordum ama buna rağmen gelmiştim. Kesinlikle aptallıktı. İki gün gelmediğim gibi bugün de gelmemeliydim. Nedenini aslında çok iyi biliyordum ama bunu kendime itiraf etmek istemiyor ve kesinlikle öyle olmadığını iddia ediyordum. Neden onu merak ettiğim için geleyim ki, değil mi?

Öğle arasına kadar uyuduktan sonra acıkmıştım sanki ama midemdeki boşluk nedense dolmak istiyor gibi hissettirmiyor, aksine böyle çok rahat hissediyordum. Bu yüzden montumu giyip arka bahçeye gitmiştim sadece. Onu görme isteği içimde bi yerlerde çırpınıyor ve ben onu inkar etsem de beni yöneterek eğer okuldaysa onun orada olacağını bildiğim yere götürüyordu beni.

Sevdiği çimenlik alana gittiğimi fark edince oraya gitmemek için çimenlerin içine girmeden betonun üzerinde yürümeye devam ettim ama bu onu görmemi engellemiyordu, sadece ondan uzak kalmamı sağlıyordu. Ve dönüp çimenlik alana baktığımda oradaydı. İki gündür okulda olup olmadığını bilmiyordum ama bugün buradaydı. Tabii istemediğim şeyler de görüyordum, mesela Aşkın'ın yaslandığı bir omuz, onun çizdiği resmi izleyen bir çift göz ve bedenine sarılmış bi kol.

KIZILA BOYAWhere stories live. Discover now