0.5

192 7 0
                                    

Günlerim hastanede geçmeye devam ederken artık istediğim gibi yürüyebiliyor hatta koşabiliyordum. Fakat patlama esnasında ciğerlerime hava dolmuş o da problem çıkmasına yol açmıştı. Bunun yanında birkaç ufak problemlerim vardı. Bu yüzden doktor tamamen sağlığıma kavuşana kadar hastanede kalmam gerektiğini söylemişti. Özel hastane sorunsalı! Her şey bir kenara ara sıra bana iğne yaptırıyordu ve ben iğneden korkuyordum. Zaten doktora da hiç kanım ısınmamıştı. Arada bir huysuz davranarak laf sokuyordum. O da bunu pek önemsemeyip gülüyordu.

Can sıkıntımı giderebilmek adına koridorda yürüyüş yapıyor ya da Doktor'un odasına giderek onunla uğraşıyor ve vakit geçiriyordum.

Ara sıra Doktoru sinirlendiriyor ara sıra da güldürüyordum. Artık koridorlarda dolaşmak bile canımı sıkmaya başlamıştı. Sadece onun yanındayken canım sıkılmıyor ve fazlasıyla eğleniyordum. Bazen o kadar fazla yanında kalıyordum ki yüzünde oluşan ufak çaplı hareketleri bile ezberlemiştim.

Güldüğünde mavi gözleri kısılıyor ve çukuru yani gamzesi tamamen içe göçüyordu. Görsel şölen dediğimiz tam bu olsa gerekti. Sinirlenmeye başladığında ise kaşları çatılıyor ve alnındaki damarları ortaya çıkıyordu. Bu haliyle bile çok tatlı oluyordu.

Yine sıkılmaya başladığım bir öğle sonrası yatağımdan kalkarak uzunca koridoru yürüdüm ve odasının kapısının önüne geldim. Geçen sefer uyardığı için gözlerimi devirerek kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince bir daha tıklatıp içeri girdim. Belki de odasında değildi.

Odaya girince karşılaştığım manzara beni benden alırken gülümsedim. Masasının başında uyuyakalmıştı. Koltuğunda geri yaslanmış kollarını önünde bağlamış kafası da yana düşmüştü. Kaşlarını çatmıştı. Onu kaşları çatık görmeye alışkındım.

Yavaş hareketlerle yanına gittim ve kalçamı masasının üstüne koydum. Ona dönerek izlemeye başladım. Hayatım boyunca yaptığım iş dolayısıyla çok erkek tanımıştım. Hatta İtalya'ya babamı ziyarete gittiğimde İtalyan erkeklerini yakından görme fırsatım olmuştu. Fakat tanıdığım en yakışıklı adam doktordu. Ama İtalyan erkeklerinin kalçaları-... Neyse..

Sadece fiziki özellikleri değil karakteri de çok düzgündü. Bir kere diğerleri gibi kaba değil çok kibardı. Emir cümleleriyle konuştuğunu çok nadir duyardınız çünkü çoğu zaman rica ederek konuşurdu. Kendi hakkında kötü bir şey duyduğu zaman bile -ki benden başkasının söylemediğine eminim- sakin ve kibar tavrını koruyordu. Bir kadının isteyebileceği tüm özellikler onda toplanmıştı. Zeki, dürüst, kibar ve çok yakışıklı bir adamdı.

Tanıdığım çoğu insan kendini beğenmiş ve diğerlerini herhangi bir konuda etkilemek için yapay davranıyordu. O ise tamamen farklıydı. Öz güveni çok yüksek olmasına rağmen başkasını aşağılamazdı. İkna etmek ya da etkilemek için yapay davranmaz ve her zaman doğaldı. İşte onu çekici yapan en önemli nokta da buydu.

Onunla tanışalı daha bir buçuk ay olmasına rağmen çözmüştüm. Özellikle de son zamanlarda onunla çok vakit geçirdiğim için daha çok fark etmiştim. Yanına her gidişimde nasıl olduğumu soruyor ve benimle ilgileniyordu. İlgisinin beni iyileştirmek dışında bir amacının olmadığını da anlıyordum.

Keşke olsa...

Onu hayranlıkla izlemeye devam ederken yerinde hareketlendi fakat gözlerini açmadı. Başını düzelterek elini yana düştüğü için ağrımış olduğunu tahmin ettiğim boynuna götürerek çatık kaşlarını daha da çattı. Dağınık saçları okşamam için beni davet ediyordu.

En sonunda mavi gözlerini açtığında susuzluğum varmış da mavileri sayesinde giderilmiş gibi hissettim. Beni gördüğüne şaşırmamıştı. Gözlerini kapatarak kafasını sağa ve sola oynatırken "Ne yapıyorsun burada?" diye sordu. Dikkatlice onu izlerken "Canım sıkılmıştı." dedim.

KAÇIKWhere stories live. Discover now