Mustafa Serkıran'la ilk ters düşüşümüz değildi bu. Yağız'la sevgili olduğumuzu öğrendiğinde de çok kızmıştı ancak bunun bedelini Yağız'a ödetmişti. Şimdi ise onun dediklerine hayatımda ilk kez bu kadar tezat davranmıştım ve bana evden gitmemi ima edecek kadar sinirlenmişti.

Ancak annem sinirlendiğinde bir kelime daha edememişti.

Ya annemin buna engel olacağını bildiği için bana evden git demişti, ya da anneme olan sevgisi hissettiği öfkeden ağır basmıştı.

İki durum da umrumda bile değildi.

☣☣☣

İçimdeki heyecanı bastırıp gerginliğimi de kontrol altında tutmalıydım, fakat elimde değildi. Baybars'ın çalıştığı binaya girecektim. Herkesten ve her şeyden saklanmam gerekiyordu çünkü üzerime değen herhangi bir göz planımızı mahvederdi.

Asran dün en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı, KAOD'un istihbarat binasında nerede olduğunu ve nasıl bozulacağını. Bu kadar detaya hakim olması beni hayrete düşürse de artık onlarla alakalı hiçbir şeye şaşırmamam gerektiğini anlamıştım, Kovan'ın eli kolu her yere uzanıyordu.

Asran'ın ziline bastıktan sonra beklemeye başladım, beni KGE'ye kendisi götürmek istemişti.

Çok geçmeden kapıyı açtı. Üzerinde siyah bir gömlek ve deri ceket vardı, evden çıkmaya hazır gibiydi. Bu yüzden içeri girmedim.

"Hemen gidelim mi?"

Burnundan bir nefes bırakıp gergince dışarıda gezdirdi koyu yeşil gözlerini.
"Bunu yapabileceğinden emin misin?"

"Kaç kez kararlılık seviyemi ispatlamam gerekiyor?"

"Bu basit bir şey değil. Yakalandığın anda sen madalyona bile dokunamadan her şey bitebilir. Ve sen yakalanırsan bu Kovan için çok büyük bir kayıp olur."

Kaşlarımı havaya kaldırıp başımı dikleştirdim.
"Kovan'a bu kaybı buraya hiç gelmeden de yaşatabilirdim. Geliyorsam eğer, yapmak istediklerimi yaparım. Ki zaten bunu da yalnızca Kovan için yapacağım. Farkındaysan kendi adıma bir şey istediğim yok. Derdim sadece hissettiğim suçluluktan kurtulmak."

"Suçluluk hissetmen gerektiğini kim söyledi?" dedi ellerini pantolonunun ceplerine yerleştirirken.

"Hisler her zaman birilerinin söylemleriyle oluşmaz."

Sıkkınca derin bir nefes alıp bıraktı, bense başımı ondan çevirip etrafa bakındım.
"Benim kararım net, ve daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum."

"Söyleyebileceğim bir şey kalmadı o halde."

☣☣☣

Evden çıkarken yanıma aldığım kocaman siyah gözlükler görüş açımı karartıyordu. Yanımda dakikalardır sessizce aracını kullanan adam da bir hayli gergin görünüyordu. Yüzündeki kaskatı ifade, direksiyondaki sıkı parmakları ve hatta yaydığı negatif enerji, ruh halini farkedilir kılıyordu.

Asran'ın tek derdi Kovan'dı. Onun için çok büyük bir fırsattım ve elinde olsa cam fanusta saklardı. Şimdi böyle bir tehlikeye girmemden tedirgin oluyordu.

O muhtemelen insanları kontrol altında tutmaya alışıktı. İstemediği durumlara mecbur kaldığında ise hiç olmadığı kadar geriliyordu.

"Dün anlattıklarım aklında mı?" dedi gözlerini yoldan ayırmadan.

"Yangın merdivenlerinden çıkarken ikinci kattaki kapıdan gireceğim, önce sola ilerleyip ardından sağ taraftaki ikinci koridora gireceğim. O koridorun sonunda karşımdaki kapı KGE'nin deposu, KAOD da orada. Alarm halinde olduğu için sinyal sesinden yerini bulacağım. Üzerindeki tuşlarda basmam gereken sıra ise kare-kare-kırmızı-bir-yıldız-kırmızı. Ve KAOD bozulacak."

Cesaret Madalyonu: KOVANDonde viven las historias. Descúbrelo ahora