20 | Sezon 2

2.5K 255 156
                                    

Yorumlarınızı okuyunca günde 5-10 bölüm atasım geliyor 😅

Steve Tony'nin elindeki son kıyafet parçasını yere atarak bütün vücudunu onunkine yaslamış ve öpmeye devam etmişti. Tony'nin üstünden duş jelinin meyvemsi kokusu buram buram Steve'in ciğerlerine doluyordu.

Tony onu da aynı şekilde görmek istiyordu sabırsızlıkla. Tony bazen evde çıplak gezip ona yakalanırdı, bu ilk değildi. Ama Steve her daim, kendisine zıt olarak kat kat giyinirdi. Tony Kaptan Amerika dedikleri tiplemenin çılgın kaslarını kostümden fark edebiliyordu, gerçekte olup olmadıklarını merak ediyordu sadece.

Tony, onu biraz geriye itip tişörtünü çıkarmak için aralarına mesafe açtı ve zorlanmadan yeşil kumaşı onun üzerinden uzaklaştırdı. Gördüğü şey fazlasıyla hoşuna gitmişti, bu yüzden Steve ne olduğunu anlayamadan kendini Tony'nin altında buldu.

"Şu vücuda bak sen..." Tony onun göğsünü öptü. "Okuldaki amigoları bununla mı etkiledin?"

Steve hafifçe gülümsedi. "Tanrı vergisi"

"O sürtükleri yolarım" bunu o kadar kesin ve ciddi bir şekilde söylemişti ki, Steve gülmesi gereken bu cümlede yutkundu. Tony elini onun vücudunda bir süre gezdirdikten sonra eğilip dudaklarını boynuna bastırdı ve uzunca emdi. Steve şu anki hislerini kağıda dökmek istese, bu imkansız olurdu.

Tony'nin kızarmış dudakları Steve'inkilere yaklaşınca güzel dakikalarını, Tony'nin telefonundan gelen zil sesi jilet gibi kesmişti.

Tony olduğu pozisyonda donakalıp telefonuna göz ucuyla baktı. Steve de o ve telefon arasında bakışlarını gezdiriyordu.

"Önemli ola-" Tony cümlesini bitirmeden Steve telefonu eliyle duvara ittirmiş ve sustuğundan emin olunca Tony'e dönmüştü. "-maz. Olamaz."

"Kesinlikle"

×

Natasha kapıya daha sert vurup saatine baktı. İkisi de on ikiye kadar uyuyacak insanlar değillerdi. Kapıyı kimse açmıyordu, Natasha onlara telefonla ulaşabilseydi buraya kadar gelip soğukta beklemek zorunda kalmazdı.

Steve homurdanarak kapıyı açtı ve kapının kirişine yaslanıp gözünü ovaladı. "Nat?"

Natasha, önce onun uyurken bile toplu olan saçlarının şu anki dağınık haline, sonra boynundaki mor izlere baktı. Gözü Steve'in dudağındaki yaradan sonra ters tişörtüne ve ona kısa gelen pantolona kaymıştı.

Natasha çocuk bulmacası gibi olan bu manzarayı çözmek yerine sudoku çözmek isterdi.

Elini onun omzuna hafifçe vurup üst kattaki sudokusunu bulmaya karar verdi. "Tebrikler Steve, İsa'nın yolundan saptın"

Steve derin huzursuz bir nefes alıp kapıyı kapattı ve ona baktı. "Tanrım"

"Tony'e mi seslendin? İçimden bir ses bütün gece ona 'Tanrım' diye hitap ettiğini söylüyor. O nerede bu arada?"

Steve küçük gelen pantolonu çekiştirip o darlığa rağmen yürümeye çalıştı. "Duş alıyordur belki?"

"Ona katılmana engel olduğum için bağışla"

Steve gözlerini kısıp onu evden atmayı düşündü.

"...ama rapora ve Tony'nin prototipinin nasıl gittiğini bilmeye ihtiyacım var"

Steve konuşacakken Tony onun lafını kesti. "Akşam Bucky'de olur. Bunlar da raporların"

Steve ikisine bakarken kaşlarını çattı. "Demin duşta değil miydin?" Tony evden çıkmak üzere hazır duruyordu.

"Yavaşsın kaptan" Tony omzuna aldığı çantayı düzeltti. "Aynı dün geceki gibi"

Natasha gülmemek için başını eğerken Tony kapıyı açmıştı. "Ders çıkışı geleceğim Nat"

Steve hala ibret almış halde ona bakıyordu.

×

Clint, Pietro'nun elindeki çöp poşetini almak için delicesine mücadele veriyordu. Küçük adam uyandığı andan beri evi topluyor ve şimdi de dolaptaki yiyecekleri atıyordu.

"Tanrım... Demek zeytinler böyle küfleniyormuş..." Tabağı çöpe döktü. "Ketçabın son kullanma tarihi iki yıl öncesi. Umarım bunu görevlerde silah olarak kullanıyorsundur"

"Tamam bu kadarı yetti, ellerini dolabımdan çek" Clint dolabın kapağını itip onu da uzağa itekledi.

"Dostum orası bir laboratuvar" Pietro dolabı gösterip konuşmuştu. "Naziler bile böyle tehlikeli çalışmamıştır"

Clint onun gevezeliklerinde takıldığı tek şeye odakladı lafını. "Bana dostum deme"

"Diyebileceğime eminim, biz dostu-"

"Biz dost değiliz."

Stolen Memories | Stony AuOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz