6

3.6K 323 70
                                    

"Tony yalvarırım" Natasha Tony'nin kapısının dibine otururken milyonlarca kelimelik döküntülerine yenisini eklemişti. "Yalnız kalmanı istemiyorum, birimizle konuş. Sadece birimiz bile olur"

Loki dudağına koyduğu parmağıyla dudağını dişlerinin arasına sıkıştırdı ve kemirmeye başladı. Thor üvey kardeşine yandan bir bakış atıp Natasha'ya eliyle çekilmesini işaret etmişti.

Natasha iç çekip kapıdan uzağa doğru kaydı ve ellerini bacaklarına doladı. "Loki sen de bir şey söy-"

Thor kapıya güçlüce bir tekme indirince ikisi de yerinde zıplamıştı. Ardından biraz bekleyip ellerini bacaklarına dayadı sarışın genç. Kardeşi şimdi biraz dikkat kesilmiş duruyordu.

İkinci kez aynı şiddette darbe yiyen kapı, önceki vuruşun da zayıflatmasıyla geriye doğru gidince Natasha çevik bir hareketle doğruldu. Arkadaşının kendine bir şey yapmadığını görmek onu kısmi de olsa rahatlatmıştı.

Tony masasında sinirle kağıtları kurcalarken Natasha ellerini onun omuzlarına koydu ve döner sandalyeyi çevirip kendine bakmasını sağladı. Elleri birkaç saniye sonra arkadaşının yüzüne çıkmıştı.

"Tony, buradayım, buradayız." Gözlerini tavana çevirip söyleyeceği şeyleri düşündü. "Bütün ağır yükleri tek başına taşımak zorunda değilsin"

Tony titreyen elini çenesine götürüp çizgi çizer gibi çene hattında ilerletti. "G-gördün mü?" Laflarını toparlayamayarak dudağını ısırmış ve başını iki yana sallamıştı. "Onu Iron Man diye öldürdüler" Tony boğazındaki yumru yüzünden boğuluyorcasına sessiz konuşuyordu.

Thor yavaşça kardeşinin kulağına eğildi ve onun duyacağı şekilde fısıldadı "Iron Man, Howard Stark mıydı?"

Tony gülümsemeye çalıştığında güz ifadesi acı dolu ve bir o kadar ürkütücü görünüyordu. "Kendi babam için hiçbir şey yapamadım. Beni korumak için her şeyi yaptı, ben..." Tony elini boğazına koyup yutkunmaya çalıştı. "Benim başıma gelecekleri biliyordu"

Loki, iç çekip gözlerini devirdi ve aynı fısıltıyla kardeşine karşılık verdi. "Hayır ahmak, Iron Man, Tony."

"Her şeyimi... Kaybettim"

"Bu doğru değil Tony" Natasha tekrardan arkadaşına yönelince Tony hışımla masanın notları parçalayıp Natasha'yı kendinden uzaklaştırdı. Natasha Loki'ye doğru sendelediğinde Loki kızı, odaya az önce ayak basmış olan Steve ise Tony'nin fırlattığı bilgisayarı son anda yakalamıştı.

Tony ellerini masaya dayayıp başını öne eğdi. Nefesleri, kalp atışının hızlanması gibi hızlanmıştı ve şakaklarından ter damlaları süzülüyordu. Panik atak geçirmenin kıyısında bile olabilirdi.

"Biraz konuşabilir miyiz?" Steve ellerini bilinçsiz bir şekilde ovarken odadakilerde göz gezdirmişti.

Natasha başıyla onayladı ve diğerlerini dışarıya iteklerken iç çekti. Tony mekanikte dahiyse, Steve de konuşmada öyleydi.

"Bugün kiliseye gittim, baban için... Dua etmeye yani"

Tony gerçekten bu tarz, İsa ve Yüce Yaratıcı'lı bir konuşmayı kaldıracak durumda değildi. "Babam hristiyan değildi. Devam etmek gibi bir niyete düştüysen ben de o kumaştan değilim."

Steve gömleğinin yakasını gevşetti. Güzel bir giriş olmamıştı. "Onun birkaç çalışmasına denk gelmiştim, inanılmazdı. O kadar çok..." Tony kendisine bakmasa da ellerini ona, onu işaret eder gibi uzatmıştı. "Howard Stark'sın ki" havadaki kollarını serbest bırakınca elleri bacaklarına çarpıp tok bir ses çıkarmıştı.

Stolen Memories | Stony AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin