10

3.3K 264 154
                                    

"Törene geç kalıyordun!" Natasha topuğunu yere vurarak Tony'nin kravatına uzanmış ve hızlıca düzeltmişti. "Bu kadar iyi görünmesen yüzünün ortasına yumruğumu geçirirdim"

Tony onu yerine oturup üstündeki cüppenin yakalarını düzeltti ve yanına geçti. Rhodey ona elini uzatmış ve çakmıştı. Loki ise birkaç dakika sonra yanlarındaki yerine geçmişti.

Steve müdürün konuşmasından gözlerini ayırıp onlara döndü. Onlar sayısal ağırlıklı ders aldığı için bir sıra yanda oturuyorlardı. Loki gelir gelmez Tony'e sarıldı, Natasha bu girişimin üzerine arkadaşını kurtarmak için Loki'ye bir tane geçirmişti.

Tony Steve'le göz göze gelince yutkundu. Steve genelde gözlerini çeken taraf olurdu ve bunu yapmaması ortamı birden tuhaflaştırmıştı. Bir şey söylemek istediğini düşündü önce esmer adam. Ancak Steve bir şey söylemek üzere olduğunda parmaklarıyla oynardı. Tony de gözlerini ondan çekmeyecek kadar yüzsüzdü. Ve bu yüzden gerçekten uzun bir süre bakışmışlardı. Geçirdikleri dört senenin aksine, nefret dolu bakışlar değildi bunlar.

Müdürün konuşması sona yaklaşınca Steve önüne dönmüş ve kısa bir alkış tutmuştu. Bucky, Steve'in arkasındaki koltuğundan kalktı. Dünkü gerginlik aralarında mekik dokuyordu. Bucky'nin ismi listenin başındaydı, diplomasını almak için yürüme yoluna, Steve'e kesinlikle bakmadan geçti. Natasha ve Tony onun sırtına vurup destek olurken Bucky onlara kocaman, kutsal bir gülümseme sunmuştu.

Tony sınıfın son sıralarındaydı. Doğal olarak onun diploma takdimi gelene kadar insanlar kendi aralarında konuşmaya ve töreni umursamamaya başlarlardı. Tony'nin şikayeti yoktu, böylece Natasha, Loki ve Rhodes dışında kimse kendisini izlemezdi.

Birkaç öğrenci sonrası Steve yerinden kalkıp üstünü silkeledi ve sahneye yürüdü. Tony başını Rhodey'nin sırtına yaslamış telefonuna bakıyordu. Sıra kendisine geldiğinde, dar pantolonunda bir şişliğe neden olabilecek kadar güzel görünüyordu bugün Steve.

Sadece bir önlemdi.

Steve'den sonra kendisine sıranın gelmesi yirmi dakika kadar sürmüştü. Bu sürede diplomasını alanlar ailelerinin yanlarına geçmiş ve fotoğraflar çekinmeye başlamışlardı. Bu, içine tuhaf bir yalnızlık hissi çöktürmüştü.

Tony yerinden kalkıp Steve'in yanındaki yola gitti ve sahneye kısa bir bakış atıp yürümeye başladı. Sahneye adımlarken kalbini delicesine attıran, alnından soğuk terler döktüren ve nefesini sıkıştıran şeyi hissetmişti.

Steve'in kısacık bir süre, elini tutup bıraktığına yemin edebilirdi.

Müdürün karşısına çıktığında elleri titriyordu.

Adam, diplomanın yanında, kadife kaplı kırmızı kutuyu Tony'e uzattı ve elini sıktı. "Seninle gurur duyuyorum, MIT'de de birinci olacağına dair hiç şüphem yok, Stark"

Tony hafifçe gülümseyip kameraya poz verirken yine olmuştu. Yine Steve'le göz göze gelmişti. Bugün neyi vardı ki?

Sahneden inerken sendelemiş, kimseye rezil olmadan kendini Natasha ve Bucky'nin konuştuğu köşeye sürüklemişti. Tony bembeyazdı.

"O senin elini mi tuttu?" Natasha da hayretler içinde ikisinde göz gezdiriyordu. Steve aynı yerde oturmaya devam ediyordu ancak artık sahneye çıkanlara çok ilgili değil gibiydi.

"Ölecek miyim? Bu yüzden mi böyle yapıyor?" Tony fısıldadı. Bucky hiçbir şeye ses etmeden ikramlık sandviçini kemiriyordu.

Steve yerinden kalkıp oldukları tarafa bakınca Tony ona sırtını dönüp ikramların olduğu masaya kaçtı. Şu anda masada duran her yemek ilgisini çekiyordu çünkü arkasına dönerse ne yapacağına emin değildi.

Stolen Memories | Stony AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin