19 | Sezon 2

2.7K 251 84
                                    

Yukarıdaki video bende köşeye oturup hıçkıra hıçkıra ağlama etkisi bıraktı.

Tony elini askıya atıp aradığı şeyi bulamayınca banyoya havlusuz girdiğini hatırladı. Saatin dört olması ve bütün gün kaynak makinesi yüzünden gözlerinin erimesi büyük etkenlerdi. Duştan çıkıp askıya attığı kirli kıyafetlerini eline alarak kapıyı açtı ve banyodan ayrıldı.

Gözleri loş aydınlanan odada sevgilisini seçince Tony ürkmüştü. "Saat dört Steve"

"Ben de bunu söyleyecektim" Steve'in gözleri salisilik bir hareketle aşağı kayıp yüzüne dönmüştü.

"Bu saatte sessizce odama giremezsin, amacın beni öldürmek mi?"

Steve gözlerini ona odaklamadan parmağıyla onun vücudunu işaret etti. "Ya senin amacın?"

"Havlu almayı unuttum sadece" Tony kirlileri sepete atıp Steve'e yürürken sarışının yüzündeki kan çekilmişti.

"Konuşmamız gerektiğini düşünüyorum" Steve gözlerini onun yüzünde tutmak için büyük bir savaş veriyordu.

"Konuşacak doğru vakit mi sence?" Tony onun burnunun dibine girdi. Elini Steve'in kolu ve beli arasındaki boşluktan sokunca Steve huzursuz bir nefes almıştı ama çekilmedi. Elini Tony'nin göğüs kafesine koyduğu an Tony ona bakmıştı.

"Çekilsene"

Steve bön bön ona baktı. "Ne?"

"Çekil, havlu alacağım" Tony Steve'i itekleyip arkadaki dolabın kapağını açınca Steve başını ilk bulduğu çimento harcına gömmek istedi.

"Bilerek yaptın" Steve başını yana eğip kızgınlıkla ona baktı. "Sarılma şeyini"

"Tabi ki bilerek yaptım, sekiz senedir ömrümü sömürüyorsun düşük libidonla"

Steve yatağa oturup Tony'nin kıyafetlerini yatağa bırakışını ve kendisi orada olsa da acele etmeden giyinişini izledi. Ardından küçük havluyu onun elinden alıp onu yatağa çekmiş ve havluyu saçlarına bırakıp elleriyle hızlı hızlı kurutmaya başlamıştı.

Tony gözüne girecek saçları engellemek için gözlerini kapattı. Steve havluyu çekip saçlarının nemini yoklamış ve birkaç dakika daha kuruladıktan sonra havluyu bırakmıştı. "Kalkanı gördüm"

"Sana çok yakışacağını düşündüm" Tony birbirlerinden sakladıkları sırlara girmek istemiyordu. "Altı aydır onun üzerinde çalışıyorum"

"Çok güzel bir şey... Ama benim o kadar tehlikeli yerlerde işim olmayacak. Seni üzecek hiçbir şey yapmayacağım" Steve'in bunu vurguladığını düşündü Tony ama Steve sadece doğruyu söylemişti.

"Mesajı alıyor gibiyim" Tony havluyu katlayıp sandalyeye attı.

Steve ona doğru eğilirken mırıldandı. "Mesaj vermedim"

Tony onunla beraber geriye çekilirken yüksek yastığa dayanmış ve Steve'in tamamen üstüne geçmesi için fırsat oluşturmuştu. Steve tek bacağını onun sağ tarafındaki boşluğa atarak daha rahat bir pozisyona geçti. Tony alay etmek istese, söyleyebileceği çok şey vardı ama konuşursa bu Steve'i kesin durdururdu.

Tony onu boynundan kendine yaklaştırıp geri kalan mesafeyi kendisi kapattı ve huysuz sevgilisini doya doya öptü. Steve inatçılık etmediği nadir anlarındaydı.

Sarışın, elini Tony'nin açıkta kalan belinden sırtına doğru kaydırdı ve kendine çekip vücudunu vücuduna dayadı. Steve'e ne olduğunu bilmiyordu Tony, ama böyle olmadı için ara sıra evi terk edebilirdi.

Steve dudaklarını çekip onun boynuna yerleştirdi. Tony zevkle bunu kabul etmiş ve başını geriye atmıştı. Böylece Steve onun çenesi ve boynunu minik izleriyle süsledikten sonra köprücük kemiğine geçebilmişti.

"Steve eğer bunu daha ileriye götürürsen seni milli yapmanın bir yolunu bulacağım o yüzden dur" Tony  onun bu konudaki fikirlerine saygı duymakta güçlük çekiyordu zaten.

Steve dizleri üzerine kalkıp başını yana eğerek ona baktı. "Buna dair bir şikayetim yok"

Tony kendo tükürüğünde boğulacaktı az daha. Steve onun tişörtünü çekiştirdi. "Soyunsana"

×

Clint gecenin dördünde çalan kapıyla ayağa fırlamıştı, eli yastığın altındaki silahı kaparken gözü yatağın yanındaki ok ve yaya kaysa da, birini o kadar yakın mesafeden vuramayacağını düşündü.

Silahın güvenliğini açıp karşısında olabilecek kişinin muhtemel baş hizasına kaldırdı ve kapıyı açtı.

Pietro panikle geriye fırlamıştı. "Hey ihtiyar, yavaş ol"

Clint onu görmeyi kesinlikle beklemiyordu bu yüzden aralarındaki birkaç yaşlık farka rağmen kendisine ihtiyar denmesini görmezden geldi. "Gecenin siktiğim saatinde ne arıyorsun burada?"

Pietro başını yana eğip izin almadan içeriye girmişti. "Biraz Amerika'da kalalım dedik ama kalacak yerimiz yoktu, Wanda Natasha'da kalınca ben de buraya geldim"

"Şimdi de kalkıp bir otele gidebilirsin" Clint uykusu kaçmasın diye kısık gözlerle ona bakıyordu.

"Hayır burada idare edebilirim" Pietro sırıtıp tabancayı gösterdi. "Oyuncak değil dimi? Bakayım mı?"

"Kesinlikle hayır" Clint onun gitmeyeceğinden emin olunca gözlerini ovdu.

"Bu işlerle ne zamandır haşır neşir oldun?"

Clint sorar gibi bakınca Pietro omuz silkmişti. "Pek sır kalmadı, SHIELD'la çalıştığını biliyorum"

"Tabi..." Tabancayı masaya bırakıp mutfağa girdi. "altı yıl sekiz ay kadar belki"

Pietro bir süre sessiz kalınca Clint birasını eline alıp başını mutfaktan uzattı ve oturduğu yere baktı. Pietro da ona dönmüştü. "Bu beni tam olarak reddettiğin tarihe fazla yakın değil mi?"

 "Bu beni tam olarak reddettiğin tarihe fazla yakın değil mi?"

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.
Stolen Memories | Stony AuNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ