16.BÖLÜM Küçük bir Kesit...

40 4 17
                                    

Veeee hafta bitmeden yeni bölüm değilde  küçük bir kesit atıyorum şimdilik,  beklememeniz için. Cumaya gelir demiştim ama küçük bir sorun çıktı. Yeni bölüm ise en kısa zamanda gelecek merak etmeyin.

Kapıya doğru baktım,girip girmemekte kararsızdım. Derin bir nefes alarak ayağa kalktım.Kapıyı sessizce açarak içeri doğru adımladım. Kalbim hızlandı, bir an nefes alamaz gibi oldum sanki böyle bir şeyden korkarsın ya da heyecanlanırsın ya öyle olmuştum işte. Yatağına doğru ilerledim, sol tarafta yatağı vardı, o ise yan bir şekilde dönmüş uyuyordu. İçeride sadece onun nefes alışverişleri duyuluyordu. Yanına geldiğimde ensesine baktım, sargılıydı. Elimi kaldırdım yavaşça ensesine doğru götürdüm, fakat ondan ileriye gidemedim.  Sırtına ise  korse tarzı adını bilmediğim bir şey takmışlardı. Elimi ağzıma götürdüm, ağlamak istiyordum zaten kendimi sabahtan beri sıkıyordum ve oldukça zor bir durumdu. Arkamda kalan koltuğa oturdum, yaşlar gözümden çoktan akmaya başlamıştı bile.

Üryan olmuş bedenim bu olaylara karşı tepkisiz kalamıyordu. Her şeye,en ufak bir olayda bile kötü oluyordum. Ben kimseye bir şey olmasın, ya da kimsenin kalbi kırılmasın istiyordum. Bu duygusallığım sadece Ali için değildi herkes için geçerliydi. Mesela Mert'e bile bir şey olsa üzülürdüm. 

 'Ağlamak istiyorsan dışarıda ağla. Çünkü başım feci şekilde ağlıyor.' Kafamı kaldırdım. 'Cidden!' Sustum. 'Hııı!' Hemen gözümdeki yaşları sildim, ağladığımın farkında bile değildim hemde seslice. Halbuki bir kaç damla gözyaşı dökmüştüm. Elbisemin kollarını çekiştirerek ayağa kalktım. Yosun rengi gözleri baygın bakıyordu, halsiz ve solgun yüzü. 'Şeyy.. aklıma bir şey geldi de ona ağlamış olabilirim. Neyse ya sen nasılsın, ağrın çok var mı?' dedim yüzümü buruşturarak. Dediğime inanmamış bir şekilde baktı. Kim olsa inanmazdı bu dediğime. Doğrulmaya çalıştığında hemen ona yardım etmek için öne atıldım. 'Dur ben sana yardım edeyim, sırtın ağrımasın.' Yastığını biraz yukarı kaldırarak, omuzundan tuttum dikleşmesi için. Tekrar yerime geçerek, camdan dışarı baktım. Hava çoktan kararmıştı bile.

'Merak etme iyiyim. Başımın ağrısı dışında.' dedi yüzünü buruşturarak. Yutkundum, sanırım sırtı hakkında bir bilgisi yoktu.  Tekrar koltuğa oturarak, ona aklımdakileri sormak istiyordum. 'Neden yaptın.' Sesim bu ortama göre fazla kısık çıkmıştı. Başını camdan çekerek bana döndü. 'Anlamadım?' Sanki ne dediğimi anladı ama buna cevap vermek istemiyor gibiydi. İstifimi bozmadan tekrar aynı soruyu sordum. 'Ali, neden yaptın bunu niye önüme atladın. Ya daha kötüsü olsaydı sana.' Kaşlarını çattı bu dediğime..

Sizce Alinin cevabı ne olacak? Cevaplarınız bekliyorum. Kendinize iyi bakın:))

Düşlerimi Yıldızlara AsarımWhere stories live. Discover now