#14. BÖLÜM'KÜÇÜK BİR BANK MESELESİ'

59 9 26
                                    


"Çözülen bir demetten indiler birer birer,
Bırak,yorgun başları bu taşlarda uyusun.
Tututmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun,
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler..."

Sessizlik...
Etrafı sarmıştı.
Kelimeler ağzından son kez dökülerek, kitabı kapattı.
Ardından Leyla hocanın 'ders bitti'demesiyle herkesin sınaftan kalkıp gitmesi gerekirken,sınıftaki kimse bir hareketlilik göstermiyordu.Sanırım okunan şiir sadece beni değil;diğerlerini de etkilemişti.

Yorgunluktan ağrıyan gözlerimi ovuşturdum,o esnada düşünceli bir halde pencereden dışarıyı izleyen sonat'a baktım.
Üzgündü.
Ya da değildi?

Şu an ne hissettiğini çok merak ediyordum.Benimle arkadaşlık eder miydi ondan bile artık emin değildim.Çünkü sabahtan benimle hiç konuşmamıştı.

"Yaa,tayla sonata baksana çok durgun.Hiç böyle değildi.Acaba bir şeymi oldu,sen biliyor musun?"
Alnımı karıştırdım.Ne diyecektim ki...
Böyleyken böyle mi oldu deseydim.Ama hayır,eminim maya'nın uzaydan bile haberi yoktu bu yüzden kesinlikle bir şey söylemeyecektim.

Dudaklarımı büzerek,kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Bilmiyorum ki maya,bana da bir şey söylemedi."

Sıkıntılı bir şekilde nefesimi verdim.Neden ben ya!Bu konuşmayı ben yapmak zorunda mıydım,neden kabul ettim onu bile bilmiyordum.

Biraz sonra daha kimse dışarı çıkamadan zil çalmıştı.Zaten kimse çıkmak istememişti.Yağan yağmurdan ve kararan havadan mütevellit herkes durgundu.

Arkamda duran çantama dönerek ders için gerekli kitapları çıkarıyordum,bir saniyelik kafamı kaldırıp arkaya baktım.
İşte o an hiç tahmin edemeyeceğim bir şey oldu.
Uzay sonata bakıyordu!

Öyle düşünceli...

Kaşlarımı çattıım madem sevmiyordu sonatı neden ona böyle bakıyordu.Yoksa hala hoşlanıyor muydu ya da acımış mıydı da o yüzden mi bakıyordu.
Ama Ali çok kesin konuşmuştu sanırım ikinci tahminim daha tutarlıydı.Sonuçta artık bu konuşmayla son noktayı koymuştuk.

Sanırım...

Gözlerimi diğer tarafa çevirdim.Ali'ye...
Tahtadakileri not alıyordu.
Aslında onunla çok iyi arkadaş olabilirdik,öyle hissediyordum.Ne yazık ki ondan böyle bir davranış beklemiyordum.
Bir kere girişimci değildi.Halbuki bu zamana kadar da bana iyi davranmıştı.Ama isterdim onunla arkadaş olmayı,anlaşacağımızı düşünüyordum.
Kafamdaki düşünceleri bir kenara iterek dersi dinlemeye çalıştım.
Fakat ders boyunca ne sonat ne berkem ne de ali aklımdan çıkmıştı.Öyle ders boyunca düşündüm durdum kafamda.

...

Guruldayan karnımı tutarak dudaklarımı dişledim.O kadar açtım ki şu yemek sırasını yok sayıp'ablanıza yol verin açlıktan ölücek'diyesim var.Güldüm, tabiki de böyle bir şey yapmazdım.
Halsizliğim açlığımdan olsa gerek,ayakta bile duramıyordum.Çok çabuk acıkırdım ve hiç dayanamazdım.
Böyle günlerdir aç kalmışım da uzun zaman sonra ilk defa yemek yiyecekmişim gibi olurdum.

Hatta bir gün açlıktan bayılmıştım.
Okula kahvaltı yapmadan çıkmıştım ve canım bir şey istemiyordu.Öğlen ise hiç sevmediğim bir hocanın verdiği proje ödevini tamamlamaya çalışıyordum. Ve böylece öğlenide öyle aç geçirmiştim.Eve geldiğimde ise kendimi kötü hissediyordum,hiç halim yoktu ve feci bir şekilde başım ağrıyordu.Sonra ise gözlerimi açtığımda hastanedeydim.

Güldüm,tabi ondan sonra annem hiç bir şekilde beni kahvaltı yapmadan okula göndermemişti.O kadar ki bazı zamanlar beni arardı öğlen yemeğini yiyip yemediğimi sormak için.Ne kadar abartsa da yine o günlere dönmek isterdim.Her gün aramasına bile razıydım.

Düşlerimi Yıldızlara Asarımजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें