#13.BÖLÜM'YIKIM'

34 7 7
                                    

(Medya:SONAT)
Manuş baba^Dönersen ıslık çal.

Ali,her sabah yaptığı gibi yorganı kafasına büsbütün çekti.
Annesi,yorgandan dışarıda kalan ayaklarını gıdıkladı.
Yataktan bir anda fırlayan oğluna,bir genç kız kahkahasıyla gülen kadın mesuttu.
Ali ise bundan ne kadar hoşlanmasada ses çıkarmadı.

Birlikte salona,yemek masasına geçtiler.Odanın içini kızarmış ekmek kokusu doldurmuştu.
Bu;Ali'nin en sevdiği kahvaltı öğünüydü.Öyle ki annesi elinden geldiğince her sabah oğluna ekmek kızartırdı.
Zaten Ali kahvaltı yapmayı pek sevmezdi,masada oturmasının iki sebebi vardı;biri annesini yalnız bırakmamak için diğeri ise kızarmış ekmekler...
Yeliz hanım tebessüm içinde,kendini belli eden gözlerinin kenarlarındaki, kıvrımlarıyla belli olan kırışıklıklarıyla baktı.
Oğlu onun için hayattaki tek mutluluktu.Zira onu ayakta tutan onun gülümsemesiydi.Uzunca bir süre güle eğlene kahvaltılarını yaptılar.

Demirli,uzun zamandır vakit ayıramadığı kahverengi gitarı eline aldı.Epeydir şarkı söylemediğini farketti.Gitarın tellerine hafifçe dokunarak sesi kontrol etti.Sanki artık eskisi gibi şarkı söylemek gelmiyordu içinden.Başını gitara yaslayarak, pencereden dışarıya baktı.Bu sitede hoşlanmadığı tek konu evlerin fazla bitişik olmasıydı.Öyle ki karşıda ki pencereden ne olduğunu rahatlıkla görebilirdi.Bu yüzden perdesi hep kapalı olurdu.O an nedensizce aklına Talya geldi.O kıza fazla güvenmek istemiyordu ve neden böyle düşündüğünü de anlamıyordu.Ne de olsa bir yanlışını görmemişti.Öyle olsaydı ondan asla yardım istemezdi.

Kafasında ki tilkileri bir kenara iterek,sevdiği şarkılardan bir tanesini söylemeye başlamıştı.
Babası hayatta iken ingilizce kursuna göndermişti.Ve böylece rahatlıkla ingilizce şarkı söyleyebiliyordu.

When you get older, plainer, saner Will you remember all the danger
We came from? Burning like embers, falling, tender
Long for the days of no surrender Years ago And will you know. 

Yaşlandığında,sadeleşince,akıllanınca
Geçtiğimiz bütün bu tehditleri Hatırlayacak mısın? Kül gibi yanıp,düşüp,arz ettiğimizi Teslim olmadığımız günlerden önce Yıllar önce Ve bilecek misin..

Biran öylece durdu.İçi bir tuhaf olmuştu.Sebebsizce...
Uzuvlarındaki umarsız hisler değişikti.Derin bir nefes alarak tekrar şarkıyı söylemeye başladı.Bu şarkıyı seviyordu.

&&&&

Bu hayatta hiçbirşey yapmayarak yaşanılabilir miydi?Her şey para mıydı?
Bazen böyle uzaklara giderek hiç kimsenin olmadığı hatta bir yaşamın olmadığı yerde olmak isterdim.Kimseye hesap vermeden,çalışma zorunluluğu olmadan,dertsiz bir yaşam.
Zor mu?
Yada ben çokmu imkansızı düşünüyordum.
Hafif ağrıyan enseme elimi götürerek ovaladım.Kolumdaki saate baktığımda öğlen olmuştu çoktan.Bir süre daha uyuyan ablama baktıktan sonra kapının eşiğinden ayrılarak aşağı indim.
Tezgahın üzerindeki torbayı alarak,montumu giyindim ardından anahtarı alarak dışarı çıktım.Epey bir soğuk olan havaya karşın derin bir nefes aldım.Bu evde çok bunalıyordum.Ve ayrıca kış geliyordu buda evde tek kalmamı daha çok zorlaştırıyordu.Ablam artık biraz daha erken geliyordu işten.Bu iyi birşeydi ama yinede yanlız kalıyordum bu evde.Kafamdaki düşünceleri ablama söyleyerek onu sıkmak istemiyordum.Zaten işi zordu ve çok çalışıyordu.
Yürürken gözüm duvarın köşesine kaydı.
Hala o adamların olma ihtimali vardı.O günden sonra hiç görmemiştim onları.Ali'nin ne yaptığını çok merak ediyordum.Onlardan kurtuldu mu yoksa hala vardılar da ben mi görmüyordum.Hala anlamış değildim ne olduğunu.
O adamlar kimdi ve Ali'den ne istiyorlardı?
Kafamda cevabı olmayan milyon soru. Ve hiçbirinin de cevaplanacağını zannetmiyordum.

Düşlerimi Yıldızlara AsarımWhere stories live. Discover now