23.bölüm

3.4K 277 79
                                    

Medya: Açelya & Baran

Keyifli okumalar...

♠️

Baran ve Emre Dağhan'ı zorlukla çektiler Mirza'nın üzerinden. Komiser de nabzını kontrol ederek ölüp ölmediğine baktı. Neyse ki ölmemişti ama nabzı yavaşlamıştı.

"Nabzı çok yavaş. Acil hastaneye götürmemiz lazım."

"Abi ne yaptın sen!" diyen Baran endişeli görünüyordu. Dağhan kendine hala gelememiş donuk gözlerle Mirza'yı izliyordu. Çağırılan sağlık ekiplerinin onu götürüşünü gözünü dahi kırpmadan izledi. O uzaklaşınca Baran abisinin önüne geçip kollarınu tutarak sarstı. "Kendine gel abi! Öldürüyordun onu!"

"Söyledikleri... Duymadın sen. Alıcam sevdiğim kadını dedi. Karımı alacakmış Baran. Nasıl sakin kalayım!"

"Anlıyorum ana onu öldürsen ne geçecek eline söylesene! Hapse gireceksin...Zeynep ne olacak? Çocuğun ne olacak abi!"

"Bilmiyorum...O an gözüm döndü Baran. Düşünemedim!" diye öfkeyle bağırdı. Gerçekten o an tek düşündüğü Zeynep'i bulduğu andı. Nasıl da bitkin görünüyordu. Ya ona ya da bebeğine bir şey olsaydı? Ne yapardı o zaman?

"Tamam artık sakinleş Dağhan ağa. Zeynep iyi. Bebeğiniz iyi. Mirza hakettiği yerde. E öfkeni kusacak kadar da hırpaladığına göre biraz sağlıklı düşünmeye başlasan iyi edersin. Karın evde seni bekliyor!"

Emre sert bir dille konuşurken Baran şaşkınca onu izledi. Nasıl söyleyebiliyordu? Çok aşıktı bunu en yakından görmüştü. Senelerce bakışlarını görmüştü. O yüzden acaba aşkı gerçek değil miydi diye bir sorgulamaya bile girmeye gerek görmüyordu. Emre'nin aşkından emindi. Ama temiz yüreğinden daha da emin olmuştu. Ne olursa olsun doğru olanı yapmaktan vazgeçmeyecek kadar güzel bir insandı.

Dağhan Emre'ye bir süre baktı. Konuşmadan sadece gözleriyle anlamışlardı birbirlerini. Biri "Sevdiğimi seni sevdiğine pişman etme" diyordu. Diğeri ise pişman etmeyeceğine söz veriyordu. Çünkü Emre haklıydı. Ve Dağhan onu dinleyerek kendini toparladı hızla.

"Muhtemelen ifademi alacaklar."

"Avukatı çağırırım. O gelene kadar konuşma."

"Merak etme ortada ağır tahrik var. Hem kaçırmış adam karını hem de üzerine tahrik edici şeyler söylemiş. Kefaretle hallolur dert etme."

"Sağol Emre. Karımı sevmekten vazgeçmediğin sır ce seni sevmeyeceğim bu kesin. Ama sen düzgün bir adamsın. Bunu da inkar edemem."

"Eyvallah Dağhan ağa. Benden yana şüphe duyma. Ne varsa içimde saklı artık. Huzur bozmam. Yolumu çizerim. Sen diğer meseleleri hallet. Ben yanınızda olurum, karşınızda değil."

Emre giderken Baran da avukatı aradı. Dağhan karısına aşık iki adamı düşündü. Biri herşeyi yapacak kadar gözü dönmüş, diğeri sevdiği mutlu olsun diye ondan vazgeçecek kadar delikanlı. Bir de kendini düşündü Dağhan. Kendisi de korkağın tekiydi. Yıllarca bu aşkı ertelenmişti. Neyse ki şanslıydı ki kader karşısına ikinci bir şans çıkartmış o da bunu değerlendirerek se diğine kavuşmuştu.

Mirza hastaneye kaldırılırken Dağhan da verilen ifaler ve yaşanılanlar doğrultusunda kefaretle serbest kalmıştı. Mirza'nın hala bir tehdit oluşturma ihtimalinin yüksek olması dolayısıyla başka bir şehre nakledilecekti hastaneden çıktıktan sonra. Ve sıkı bir şekilde izlenecekti. Her hareketi her konuşması kayıt altında tutulacaktı.

Açelya, Nehir, Zeynep, Dağhan, Baran ve Emre bir bilgisayarın başına toplanmış sonuçlar için siteyi açmaya çalışıyorlardı. Yoğunluk olduğundan biraz sıkıntı yaşansa da sonunda ilk olarak Açelya'nın sonuçlarına baktılar. İstanbul Üniversitesi Tıp fakültesi'ni kazandığını okuyunca gözyaşları içinde hem gülüp hem ağlayarak tek tek sarıldı herkese. En son Baran'ın kollarında huzurla soluklandı.

CAN SUYUM -Tamamlandı-Where stories live. Discover now