ZAMANIN GETİRİSİ

28. Nişan

Denizler biraz odalarına çekildiler. Bizde fazla ses çıkarmayalım diye bahçeye geçtik. Annem Dilara ve Deniz geldiği için bugün sanki daha mutlu gibiydi. Torunu için fazla heyecanlıydı. Dilarayı benden ayırmazdı hiç. Annemim ölümde Dilarada kötü olmuştu. Onu toparlamak biraz uzun sürdü. Ona güç verende karnında ki bebeğiydi. Bebek onu hayatta tutarak ona yeni bir güç vermişti...

Talha, Mert gitmemiz gerek diyerek yanımızdan ayrıldılar. Talha şirkette çalışmaya başlamıştı. Babası bazı davaları Talhaya vermeye başlamıştı artık. Son senesi olduğu için gerekli olduğunu söyledi. Hatta seneye benim yanında çalışmamı istedi. Böylelikle daha fazla beni görebilecekmiş beyfendi ama Mertte babamın şirketinde çalışmamı istiyor. Arada kaldım. Ama şimdilik ikisinede bir şey demiyorum bunu ileride düşünürüm artık.

Bulut Buğra ile yan eve geçtiler. Bizde üç bayan bahçede oturuyorduk. Yengemde sonradan yanımıza geldi.


"Eee senin nişana üç gün var. Heyecanlı mısın?" (Kübra)


"Evet hala inanamıyorum. Çok değişik bir duyguymuş." Dedim.


"Ever öyledir peki kızım düğün tarihini konuştunuz mu?" (Yengem)


"Yok yenge şuanlık kimse bir şey demedi. Bende sormuyorum.
Şu nişan bir çıksın aradan da rahat edeyim." Dedim.


"Ayy evet ben bile heyecanlıyım seni düşünemiyorum." (Yengem)


"Nişanda buğraya kız bakarsın artık. Seninkinin kız arkadaşı yok değil mi? Bana kimse bir şey demedi."(Annem)


"Yok ama Buğra için aklımda biri var. Oğlumunda gönlü var galiba. Tam emin değilim ama aralarını yaptırmayı düşünüyorum." Diyerek tebessum edip bir an kübraya bakındı.
 
   
Kübra o ara köşeye geçmiş telefonda annesiyle konuşuyordu. Burada ne konuştuğumuzdan haberi yoktu.
 
   
"Eğer Kübradan bahsediyorsan Kübra iyi bir kızdır. Yakışacaklarını düşünüyorum. Ne dersin Pınar bence bunu deneyelim. Sen halleder misin?" (Annem)


Annemin sözüyle yengemde bana döndü.

"Tamam denerim." Dedim.


"Eğer aralarını yaparsan dile benden ne dilersen." (Yengem)


"Hmm.... Buldum. 1 Tepsi Karemelli Triliçenden istiyorum. Sadece bana özel yapacaksın. Anlaştık mı?" Dedim.


"Istediğin bu olsun. Bu işi hallet sana üç tepsi yaparım." (Yengem)


"Söz mü yenge? Bak üç tepsiyi isterim ama. Ayda bir tepsi yapıp bana getireceksin." Dedim.


"Tamam kızım söz. " (Yengem)
  
   

Kübra yanımıza geldi.
"Neyi kaçırdım ben. Ne tepsisi ne sözü?"
 
 
"Hiç boş ver. Melike teyze ne diyordu?" (Kübra)
 
  
"Denizleri merak etmişler. Bugün beşte uçağa binecekler. Evi ayarlamış babam. Eşyalar yarın burada olurmuş. Artık tamamiyle istanbuldayız. " (kübra)
 
 
"Iyi oldu kızım. Annenlerle tanışmış oluruz bizde. " (Yengem)
 
 
"Evet annemde sizleri merak ediyordu. Neyse ben gideyim artık. Işlerim vardı. Görüşürüz."
 

Kübra da gittikten sonra annem yengeme Kübrayı ve ailesini anlatmaya başladı. Bende izin isteyerek odama geçtim.....

.......

"Nasıl olmuşum?" Diye sordum kızlara.

"Çok güzelsin Pınar. Talha bence sana tekrardan aşık olacak. Baksana ne kadar güzel olmuşsun." (Kübra)

"Bencede yalnız bu kıyafete nasıl izin verdi anlamadım. Beraber baktınız birde. Elbise üzerine yapışmış bir şekilde duruyor ve hatların çok belli." (Büşra)

"Talhayla beraber beğendiğinize emin mısın? Hayır benim gördüğüm talha bırakmazdı bunu giyinmeni.(Selen)

"Offf...... Ben bunu denediğimde böyle durmuyordu sanki. Ne bileyim saçım makyajım ve takılarımla birlikte daha çok göze battı bu. Offf!" Dedim.

  
                       
Dilarayı gece karnına giren sancıdan dolayı hastaneye götürmüştük apar topar. Kanaması da olmaya başlayınca doktor bir kaç gün hastanede kalması gerektiğini söyledi. Normalde Kübra ve annem dönüşümlü kalıyorlardı bende sürekli arıyordum ama şimdi nişan saati gelince davetlilerden dolayı gelmek zorunda kaldılar. Şuan benim için ayrılan odadaydık.