13. Talha

5.1K 239 6
                                    

Kendi evime geçtim. Arabayı park ettikten sonra evin arka tarafından Dedemlerin bahçesine geçtim. Melek bahçede masaya geçmiş bir şeyler boyuyordu. Yengem yanında dergileri karıştırıyor ninemse telefonda biriyle konuşuyordu. Bu ara ne zaman görsem telefonda konuşuyor. Bu evde Melek hariç herkeste bir tuhaflık var. Neden böyle hissediyorum bilmiyorum ama sakladıkları bir şeyler var galiba. Daha beni fark etmemişlerdi.

"Meeleeek." Diye yüksek sesle meleğe seslendim. Melek anında sandalyesinden inip bana döndü. Anneannem telefonundaki konuşmayı bitirip telefonunu kapatıp Telefonunu cebine koydu. Yengemde dergisini kapatıp bana bakıp tebessüm etti.
Onlara tebessüm edip meleğe döndüm.

"Hoş geldin abla." Diyerek bana doğru koşup üzerime atladı. Kucaklayıp ninemlere doğru yürüdüm. Melek yanağıma öpücük kondurdu.

"Ay!! unuttum."

"Ne oldu Melek? Neyi unuttun?"

"Ben sana küsmüştüm seni görünce unuttum. Bırak beni abla, ben annemin yanına oturacağım."
  
         
Sandalyeye oturup yanağını öptüm.
Öptüğüm yeri sildi. Yengemler gülmeye başlayınca Melek yengemlere dönüp kaşlarını çattı. Sonra bana döndü.
 
   
"İstemiyorum bırak beni."

"Olmaz Prenses. Sen neden bana küstün söyler misin?"

"Sen beni görmeye gelmiyorsun artık. Hep kübra abla ile birliktesin. Beni unuttun."
  
     
Gülmemek için kendimi tutmaya başladım. Şimdi gülersem eğer Melek benimle barışmazdı. Bu aralar beni sürekli kübradan kıskanmaya başladı.
Anneannem ayağa kalktı. Yengemede kalkması için işaret yaptı.
  
  
"Sana kolay gelsin kızım. Işin zor." (Anneannem)
 
 
"Seni baya kıskanıyor kübradan. Dün hep bize seninle küs olduğunu söyleyip durdu. Kolay gelsin sana biz içeriye gidiyoruz." (Yengem)
  
  
Beraber eve girdiler. Meleğe döndüm. Kollarını birbirine bağlamış gözleriyle Annesinin gidişini izledi.
   
               
"Preensees."

Omzunu silkti.

"Bir tanem senin yerin ayrı Kübranın yeri ayrı. Ben senide seviyorum. Neden böyle yapıyorsun?"

"Sen beni değil en çok onu seviyorsun."

"Ben ikinizide seviyorum. Hadi barışalım."

"İstemiyorum."

"Seninle dışarı çıkarız diye düşünmüştüm. O yüzden eve gelir gelmez direk yanına uğradım ama sen bana küstün. Hadi barışalımda dışarı çıkarız."
 
   
Kısa bir an bana bakıp sonra tekrar Annesinin gittiği yöne baktı. O kadar tatlı duruyordu ki ısırmamak için kendimi zor tutuyordum.
  
  
"Nereye gidicez. "
 
  
"Güzel bir cafeye. Deniz kenarında sonra istersen parkada uğrarız. Hadi barışalım lütfen."
  
 
Düşünür gibi yapmaya başladı.
 
  
"Hadi prenses. Seninle küs kalmak istemiyorum. Barıştık mı?"

"Eğer öpersen barışırız." Diyerek tebessüm etti.
  
    
Yanaklarına öpücükler kondurmaya başladım. Kıkırdamaya başladı.
  
 
"Hadi gidip annenden izin alalım. Sonra hazırlanıp çıkalım. "
 
 
"Tamam."
 
 
Kollarını boynuma sardı. Kucağımda kalmayı seviyordu. Fazla ağır olmadığı için zorlanmadan kucaklıyorum. Yengemlerin yanına gidip izini kopardık. Yengem Meleği hazırlamak için üst kata çıktı. Bende kendi evime geçip odama gittim. Üzerimdekileri çıkardım. Daha rahat bir şey giymek istedim. Dolaptan Siyah dar Pantolonumu ve Mavi bluzumu çıkarıp giyindim. Küçük Mavi küpelerimi taktım. Bulutun hediye ettiği gold renkli saatimi takıp beyaz spor ayakkabılarımı giyindim. Üzerime spor tarzda duran Ceketimi giyindim. Siyah Kol çantamın içine eşyalarımı yerleştirip aynanın karşısına geçtim. Makyajım şuanki kıyafetime uymadığı için makyajımı temizleyip sade makyaj yaptım. Saçlarımı açık bıraktım.

ZAMANIN GETİRİSİWhere stories live. Discover now