Bugün annemle evde geçirdiğimiz 8. günümüz. Annem Talhanın ailesiyle tanıştı. Zaten tanıyormuşta görüştüler. Eve yemeğe davet etmiştik.
Talha ile nişanımıza dört gün kaldı.
Her şey hazırlanmıştı. Annemde hazırlıklara yardım ediyordu. Camiadaki insanlar annemin geri döndüğünü duyunca eve ziyarete geliyor yada arıyorlardı.Her şey halledilmiş hazırlıklar için bir sorun yoktu. Sadece kıyafeti halledemiyorduk. Benim beğendiğim model mavi renginde bir işanlıktı.
Sırt kısmı açık ön kısmı bisiklet yakalıydı. Bedeni üstüme tam oturuyordu. Talhaya nişanlığımı göstermemiştim başta sorun çıkarır diye ama baktı benden öğrenemeyecek gidip mağazadan soruşturmuş.Nişanlığımı görür görmez beni aradı. Açık açık tehdit bile etti.
O elbiseyi giyersem insanların içine beni çıkarmayacağını söyledi. Bende inatlaşınca alevli bir tartışma yaşadık. Sonuç olarak dünden beri birbirimizle görüşmüyor ve telefonda da konuşmuyoruz.
Evimde salonda oturmuş yanımdaki sohbeti dinliyordum. En azından dinlemeye çalışıyorum ama ne konuştuklarını beynim almıyordu.
Bir noktaya gözlerimi dikmiş kolumu kanepenin koluna dayamış çenemin altına elimi koymuş boş boş bakıyordum.
Kolum dürtulünce kafamı Büşraya çevirdim. "Ha?" Dedim.
"Karadenizde gemilerin mi battı. Ne düşünüyorsun bu kadar?" (Büşra)
"Neyin var Pınar?" (Demet Teyze)
"Canım sıkkın." Diyerek oyaladım. Benden bir şey anlamadıkları için annem cevap verdi."Talha ile tartıştılar. Dünden beri konuşmuyorlar." (Annem)
"Neden? " (Demet Teyze)
"Talha nişanda giyeceğim elbisenin modelini görmüş bir şekilde. Deliye dönmüştü. Dün birbirimize girdik. "
"Ben sana demiştim ama Talha sana izin vermez diye." (Büşra)
"Iyide biz nişanlanıyoruz. Bana kızmak yerine yanımda dursun istiyorum. Hem ben anlamıyorum evliliği dört gözle bekliyor ama yaptığı şeye bak....... Offf ben derdimi anlatamıyorum ki. O gün benim mutlu bir günüm. Ben bu zamanlarımın güzel geçmesini istiyorum." Dedim.
"Kızım sen bu şekilde istiyorsun da Talhada başka bir şey istemiyor ki. Talha seni seviyor. Kıskandığını bildiğin halde o elbiseyi seçmemen gerekiyordu. " (Annem)
"Anne iyide ben o elbiseyi beğendim. Ne yapayım nişanımda o elbisenin üzerimde durmasını istiyorum."
"Pınar artık evleniyorsun karşındaki kişiyide düşünüp o şekilde hareket etmen gerekiyor. Artık eskisi gibi olamazsın bebeğim. Talha seni seviyor. Orta yolda buluşmanız lazım. Bu şekilde nasıl geçinmeyi düşünüyorsunuz." (Demet Teyze)
"Bencede Pınar. Valla burada iki tecrübeli kadın var. Ne diyorlarsa düşün derim. Bu şekilde tartışmanız doğru değil." (Büşra)
"Peki o zaman ben talhaya gidiyorum. Telefonla konuşmam doğru olmaz. Hadi görüşürüz." Diyerek Ayağa kalktım.
"Kızım sakın Talhanın üzerine gitme. Mantıklı davran olur mu?" (Anne)
Gözlerimi devirdim. Merdivenlerden yukarıya çıktım. Odama girince Kerimi arayarak arabayı hazırlamasını istedim. Üzerime bakınca giydiğim elbisenin uygun olmadığını fark ettim. Elbisem kısaydı ve eğer bu kıyafetle Talhanın yanına gidersem hiçte iyi olmaz. Üzerime gri rengindeki dizimin altında biten elbisemi giyindim. Kısa kollu v yakaydı. Üzerime ceketimi geçirdim. Topuklularımı geçirdim. Aksesuarlarımı taktım. Makyajım yapılıydı sadece rujumu tazeledim. Hazırlığım bitince odamdan çıkıp aşağıya indim. Annemler beni görünce üzerimdekileri süzdüler.
Sonra konuşmalarına geri döndüler. Insan bir iki kelime bir şey der yahu....
Evden çıkıp arabama geçtim. Kerim sürücü koltuğuna geçmiş beni bekliyordu.
"Nereye gidiyoruz Pınar Hanım?"
YOU ARE READING
ZAMANIN GETİRİSİ
General Fiction"Annenizin Anneannesinden kalan mirastan bahsetmişti bana ama Sanırım siz bilmiyorsunuz...... Şuan Bodrum ve Tekirdagda denize yakın yazlığınız, İstanbulda lüks daireleriniz, Birkaç arsanız, lüks bir villaniz, hesabınızda yüklü miktarda bir para var...