*-*BÖLÜM17*-*

619 45 4
                                    

 ...

Cezası belliydi.

Bir hafta boyunca konuşmadım onunla. Muhattap bile olmadım. Bir ihtiyacım olduğunda ya Ezel vardı yanımda ya da İlayda. Stefan'la bile konuştum onunla konuşmamak için!

O da mührü kullanmasaydı yani napayım! Sözünde durmadı cezayı aldı!

Salonda oturuyorduk dördümüz. Ezel ile birlikte dergileri karıştırıyorduk. Şekildeğiştiren bebeklerinin bakımıyla ilgili dergiler. Gerçi benim kız melez olacaktı. diğer bebeklerden nasıl farklı olacağı hakkında hiç bir fikrim yoktu. Ama Ezel bu ayrıntıyı düşünmeden dergileri yığmıştı önüme. Küçük pembe patikler, şirin cıvıl elbiseler, örgü yelekler... daha birçok şey vardı dergilerde. Biberonundan tut ki mama kaşığına kadar!

"Bak bu daha güzelmiş." dedi Ezel mor kelebekli bebek odası takımını gösterirken. Benden çok o heyecanlıydı!

"Hmm. Evet." dedim cevapsız kalmamak için.

"Sen 'hmm evet'ten başka birşey bilmiyor musun ablacım." ellerini beline yerleştirip kaşlarını çattı. "Bundan öncekilerede aynı şeyi söyledin!"

"Öyle mi yapmışım?" şaşkın bir ifade kattım suratıma. "Hiç farkında değilim."

"Olmazsın tabi. hiç düşünüyor musun ki bu kız doğunca hangi oda da kalacak diye! önüne dergi getirmesem bakmayacaksın bile."

"Yorgunum Ezel." gözlerimi devirdim. "Ve acayip uykum var. Sonra düşünsek bunları. Daha aylar var hem."

"Aylar değil. sadece bir buçuk ay." Stafanla konuşmayı bırakıp bizim konuşmaya dalmıştı hemen. Sana soran mı oldu! tepki vermeden dergiye bakmaya devam ettim. Ama o konuşmasına devam etti. "Hem gece boyu kızlarımızı göremediğin için ağlıyorsun , hemde umursamıyormuş gibi davranıyorsun. Hangi Esmer'e inanmalıyım sence?" yine cevap vermedim. İstediği hangi Esmer'e inırsa inansın. Umrumda değil! "Sen bu değilsin Esmer. Biliyorum kızgınlığın bana. Onları seviyorsun."

Daha fazla konuşmasına katlanamadım. Dergiyi hışımla kapatıp ayağa kalktım hızla. Hızla demek yanlış olur aslında. Belirginleşen karnım sayesinde hızlı hareket edemiyordum bile! Şimdiden böyleyse doğum yaklaştıkca kaplumbağa hızına ulaşırım kesin.  "Ben uyumaya gidiyorum. Salondaki sineğin vızıltısından rahatsız oldum." ne Ezel durdurmaya çalıştı ne de Baran birşey söyledi. Aman söylemesinler de zaten.

Ezel odamda kaldığı için mecbur yine o karanlık bodruma indim. Gerçi sadece Ezel kalmıyordu ya odamda. Neyse artık. Gıcıklık yaparak gitmelerine müsade etmemiştim hamileliğimi bahane ederek. O pis kazma dişin kardeşimi mühürlemesini hazmedemiyorum! Yaptığım az bile kalır yanında.

Odanın kapısını gürültüyle kapayıp giysi dolabına yöneldim. En bol tişörtüm bile dar geliyordu artık.

Dolabı biraz daha karıştırdım. Elime geçen lacivert tişörtü inceledim. Benimkilere göre daha boldu. Böyle bir tişötüm var mıydı ki?

*-*MÜHÜR*-*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin