*-*BÖLÜM5*-*

966 52 0
                                    

...

Yine o küçük kızın kıkırtısıyla açtım gözümü. Bu sefer rüya olup olmadığına emin değildim. Kız, yattığım yatağın etrafında bir o yana bir bu yana koşturuyordu. Uyandığımı görünce durup bana baktı. “Çok şükül uyandın Esmel.” Yine kıkırdadı.

“Sen de kimsin?” yattığım yataktan kalkıp yanına gittim. Elimi ona uzattım. Geri çekildi. Dokunmamı istemiyordu anlaşılan.

“Adım ömül. Yanına gelmek istedim ve geldim.” Kocaman bir sırıtış yerleşti suratına.“Senin adında Esmel biliyolum.”

“Sen buraya nasıl gelebiliyorsun?” bu kadar insanın arasında nasıl korkmadan dolaşabiliyor? Ama sorumu yanlış anladı ve nasıl geldiğini anlatmaya başladı.

“Çok kolay. Gözlelimi kapatıyolum…” bunu derken gözlerini kapattı. “… ve adını söyluyolum. Gözlelimi açıyolum…” gözlerini açtı o sırada. “… ve senin yanındayım.” Yine kıkırdadı. “Ben seni çok sevdim. Çok eğlencelisin.Özelliklede iç sesin.”

Ha? İç sesim mi? Bu kız düşüncelerimi mi duyuyor?!

“Evet!”dedi zıplarken. “Çok havalı değil mi?! İnsanlalın iç seslelini duymak çok güzel! Ben seviyolum bunu.” Kapıya doğru gitti. Sonra bana döndü. “En çok istediğin şey ne?” dilek perisi misin sen? Neden tek hakkım var? 3 dilek hakkı değil miydi o? Neyse. Zaten isteklerimi toplasan iki bile etmez. Düşündüm. En çok ne istiyorum ben?

En çok istediğim şey? Buradan kurtulmak? Kazma dişin yanına gitmek? Ailemi görmek?–babam beni gördüğü an geri postalar bunu biliyorum.- Acar?

Sanırım son seçeneği tercih ediyorum. Acar’ı görmek isterdim. Evet son kararım.

“Hmm…”dedi dudaklarını dişlerken. “Onu gölmeyi gelçekten istediğine emin misin Esmel.” ‘r’ leri söyleyememesi diline pelteklik katmıştı. Ama çok tatlıydı.

“Evet istiyorum ömür. Onu görmemi sağlayabilir misin?”

“Hmm… bir lüyada olduğunu düşünülsek tabi ki gölebililsin. Gel hadi benimle.” Odadan çıktı. Bende peşinden gittim.

Koridorda kimsecikler yoktu. Çok sessizdi. “Herkes nerde?” en azından kaldığım odanın başına bir nöbetçi koymaları gerekmiyor muydu?

“Bu senin lüyan Esmel. İstesen de kimse seni gölemez. Sende kimseyi gölemezsin.”

Öne sürdüğü neden mantıklı geldi bana. Ses çıkarmadan peşinden yürüdüm küçük kızın. Ezel’in küçüklüğüne benzetiyorum bu kızı. O da saçlarını bu küçük kız gibi iki yana örmeyi severdi. Saçları kızıl olduğu halde kırmızı kurdele takmakta ısrar ettiğini çok iyi hatırlıyorum. Ben mi? Ben saçlarımı örmeyi sevmezdim. Hep açık kaldılar. Asi yetiştirdim onları.

Başka bir koridora geçtiğimizde, koridorun diğer ucunda bekleyen gölgeyi gördüm. Işık arkasından vurduğu için kim olduğunu seçemiyordum. Sonra dönüp kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Peşinden koşmaya başladığımı fark ettim o anda. Ömür arkamda kalmıştı.

*-*MÜHÜR*-*Where stories live. Discover now