🔙 6. BÖLÜM 🔚

15K 3.3K 349
                                    

✴ Yugnera Ormanı /Gargalyal'lardan Kaçış ✴

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yugnera Ormanı /Gargalyal'lardan Kaçış

Kendime geldiğimde bizi yerde ve büyük bir ormanın içinde baygın bir halde buldum. Az önceki yaşananların etkisinden kurtulmamsa sanırım baygınlıktan daha uzun sürecekti. Hem yaşananları mantık süzgecinden geçirip hem de yerde ölü gibi yatan iki adamı bir an önce uyandırmam gerektiğinin farkındaydım. Bilinmedik bir yerde olmak ve dehşet uyandıran bu ormanın gizemli görüntüsü üzerime iyice çökmeye başlayınca nazik seslenmelerim yerini neredeyse haykırışlara bırakmıştı. Ama yerdeki aptallar nedense hala uyanmıyordu. Sonunda dayanamayıp bulduğum bir sopayı elime aldığım gibi onları pataklamaya başladım.

" Kahretsin uyanın artık !? "

Ne kadar uğraşmış olsam da onları içinde bulundukları bu derin uykudan bir türlü uyandıramıyordum. Büyük bir çaresizlik içinde ve ıssız bir ormanın tam da ortalık yerinde olmak beni giderek huzursuz ediyordu. Karamsar bir halde ikiliyi uyandırma mücadelem devam ederken ormanda başlayan hareketlilikle birlikte olduğum yerde korkudan donup kaldım.

Önce büyük bir esintiyle yerdeki tüm yapraklar birkaç metre yükseğe çıkmaya başladı. Ardından ise şiddetlenen esintiyle birlikte yapraklar her yöne doğru büyük bir hızla savruldu. Devasa büyüklükteki ağaçların dalları ise bir anda çatırdamaya ve üzerindeki tüm yapraklarını sanki koparılıyormuş gibi ormanın zeminine doğru dökmeye başladı. Ben daha bunların korkusuyla yüzleşiyorken son gördüğüm şey ise çığlık çığlığa kalmama neden oldu. Bir anda ormanın zemini çatlamaya ve çatlayan zemin bir halı gibi kıvrılarak yerden sıyrılmaya başladı. Zemindeki toprak yaprağa benzer ince bir katman halinde kıvrılarak yerden bir metre kadar yükselerek, büyük bir hızla sanki bize doğru geliyordu. Bense bu çaresizliğin içinde yapılacak en doğru şeyin, kaçışımızı Savaşçı Elza'ya bırakmak olduğunu biliyordum.

Saniyeler içinde tetiklediğim Savaşçı Elza'nın yaptığı ilk şey ise yerde yatan iki adamı kollarından kavrayarak zeminde sürüklemeye başlamak oldu. Adımlarım giderek hızlanıyor, sürüklediğim adamlarsa zeminin etkisiyle iyice hırpalanıyordu. Havada bir canlıymış gibi kıvrılıp bize doğru sürüklenen korkunç topraklar ise tüm hızlarıyla peşimizden geliyordu. Bu adrenalin dolu korkutucu an büyük bir ağaç kovuğu bulup ona sığınmamızla birlikte son buldu. Ağacın kovuğuna girmemizle birlikte şaşırtıcı bir şekilde zemindeki hareketlilik sanki bir anda sabitlenmiş gibi havada asılı kalarak durdu. Ölüm uykusundaki ikili ise kovuğa girmemizle birlikte aniden uyandı. Henüz uyanan iki adam afallamış bir şekilde çevresini izlerken, gözleri dışarıda asılı şekilde duran ürkütücü gerçeklikle karşılaştı. Edgar benim gibi olanları anlamaya çalışıyorken, Wlaykras ise korkudan ağacın kovuğunda olabildiğince geriledi ve

" Kahretsin bunlar Gargalyal'lar. Kutsal ormanın saklı ruhları yani bekçileri. Bu kadar korkutucu olduklarını tahmin bile edemezdim. Kutsal yazıtlarımızdan öğrendiğim kadarıyla onlar yaprağa benzeyen zarımsı bir forma sahiptirler. Bunlar yerde katlanan, yuvarlanan, yürüyen ve hatta koşan kutsal toprak canlılarıdır. Temas ettikleri her şeyin şeklini rahatlıkla alabilirler. Alaşımları nedeniyle hem keskin olabilir hem de büyük bir miktarda zehir taşıyabilirler. İşin asıl korkutucu kısmı tamamlamamız yani tamamlamam gereken Obka'nın simyasının bu toprakların özünde gizli olması. Yani gargalyalların ." diyerek korku dolu gözlerini bize çevirdi.

EDNA GÜNLÜKLERİ 2Where stories live. Discover now