🔙 12. BÖLÜM 🔚 1

958 75 81
                                    

Girdaplar Diyarı -Sykloner

Oldukça konforlu olan yatağımda gerinerek uyandım. Saatlerce süren kesintisiz uyku bedenime ve ruhuma iyi gelmişti. Dün gece yaşadığım gerginlik, yeni günlüğün açılmış olması, gizli planlarım her şey üst üste gelmiş ama hepsi işe yaramıştı. Arkadaşlarımınsa tüm bu olanlardan haberi yoktu. Yorgunluktan ağrı içinde olan bacaklarımı zor da olsa yataktan çıkarıp, odanın içinde yürümeye başladım. Masa üzerindeki ikramlık yiyeceklerden büyük bir keyifle yiyordum. Gecenin koşuşturması bedenimdeki bütün enerjiyi tüketmiş, açlık çekerken yorgunluğa yenik düşerek sızıp kalmıştım. Şimdiyse masanın üstündeki her şeyi yiyebilirdim. Büyük bir iştahla yemek yerken hışırtıya benzer sesler kulaklarımı tırmalayınca duraksadım. Sesin geldiği yere odaklandım.

Ses sırt çantamdan geliyordu ve sanırım nereden geldiğini biliyordum. Yeni günlüğüm birlikte olduğumuz ilk günde beni selamlıyor olmalıydı. Büyük bir hevesle elimdeki yiyecekleri bırakarak çantama yöneldim. Hızla elime aldığım çantamı açarak günlüğü ellerim arasına aldım. Dün akşamın en güzel yanı ellerimin arasında duruyor sanki içindeki sırları bana sunmak için büyük bir heyecanla bekliyordu. Birkaç saniyelik duraksamanın ardından günlüğün üzerindeki yazıları okudum.

" Zakiros kalkanı, kutsal evlilik ve ölüm ağacına yolculuk. "

Okuduklarımın üzerinde belki de saatlerce düşünmem gerekecekti. Ama şu an bunun hiç de sırası değildi. Günlüğün kırmızı nişaneli kapağını hızlıca açarak ilk sayfasını gözlerimin önüne sermiştim. Karşımda duran yazılanları görünce donup kaldım.

" Elza! Hayatınız tehlikede hemen oradan çıkıp Girdaplar diyarına -Sykloner'e- gelmeniz gerek. Seninle yapmam gerekenler var. Ben Elza. "

Gördüklerimin şokuyla okuduklarımı algılamakta zorlanıyordum. Elimde olan günlüğüme Yaşlı Elza mesaj gönderiyordu. Bu nasıl olabilirdi? Peki günlüğüme ne olmuştu? Şu an aktif olup bana yol göstermesi gerekmez miydi? Aklımda düşünceler dönerken sanki yaşlı halim bunları duymuş gibi bana cevap yazmaya başlamıştı ve yazdıkları aklımdaki tüm soruları cevaplıyordu.

" Günlük, Gargaryal bilgelerince asırlar önce büyük bir simya ile lanetlenmiş. Bunu acilen çözmezsek Edna'nın birçok diyarı çökerek yok olacak. Çünkü günlük yerinden alındı ve lanet serbest kaldı. Lanetin sebep olacağı felaketler durdurulmalı çok geç olmadan."

Okuduklarımın etkisiyle korkuya kapıldım. Ellerim titreyerek yeni yolculuğumuz için eşyalarımı apar topar hazırlamaya başladım. Biraz eşya, biraz yol için erzak her şey hazır olduğu gibi odamdan hızlıca çıktım. Arkadaşlarımın kapılarını çalarak kısa sürede onları da uyandırdım.

Uyanan ve korkuya kapılan arkadaşlarıma tüm olanları onlar hazırlanırken kısaca anlattım. Duydukları karşısında korkan ve bana haklı yere kızan arkadaşlarımın sitemleri eşliğinde saklı sığınağımızdan kısa süre içinde çıktık. Sığınak yapımında suhura çantası kullanıldığı için tüm anı ve yolculuk izlerinin yok edilmesi gerektiğini biliyorduk. Bunun için sığınağı sanki hiç olmamış gibi yok ettik. Artık arkamızda hiçbir iz yoktu.

Biz bunlarla uğraşırken havada ve toprakta başlayan değişim bizi ürkütüyordu. Kısa süre içinde her yer soğumaya ve toprak da çatlayarak kırılmaya başladı. Gökyüzündeki hava büyük bir fırtınanın habercisi gibi hızlanarak esiyordu. Gördüklerimden sonra Skyproptera Diyarı'ndan acilen çıkmamız ve yeni hedefimiz olan Sykloner'e bir an önce ulaşmamız gerekiyordu.

Diyarın ismini duyduğum andan itibaren Edna'nın zihni ile girdiğim iletişim oranın nasıl bir yer olduğu konusunda beni yeterince bilgilendirmişti. Sykloner şöhretini girdaplarından alıyordu. Orası korkunç ve tarifsiz girdapların diyarıydı. Orada olmak, nefes alabilmek neredeyse imkansızdı.

EDNA GÜNLÜKLERİ 2Where stories live. Discover now