🔙16. BÖLÜM🔙 2

28 1 0
                                    

✴ Kestnyle Boyutu, Kutsal rehberin sesi ve serbest kalan günlük, Yazgıcılar✴

Bizi derinliğine doğru çeken tasviri imkânsız bitkinin kaygan zemininde bilinmeze olan yolculuğumuz sanki bir yeniliği müjdeliyordu. Bu düşüş bir yanılgıydı. Düşüş sandığımız bu yazgı, bizi başka bir kimliğe ve yeni bir emanete doğru yükseltiyordu. Her şey beklentilerimizin çok ötesinde olacaktı. Edna 'da bunu defalarca yaşamıştık. Esbula, Ynowkle ve ben belki saniyeler süren bu tarifsiz devinimin içinde daha önce tecrübe etmediğimiz hisler yaşıyor, diyarlar arası sekme denen ve sonunda neyi tetikleyeceği belli olmayan kusursuz bir gücü deneyimliyorduk. Biz derin düşünceler içinde savrulurken vücutlarımızda hissettiğimiz ani bir sıcaklık ile kendimize gelmiştik. Beklentimizde sert bir zemine düşmek varken düşüşümüz göğe doğru olmuştu. Dünyadaki bulutlara benzeyen bir gerçekliğin üzerinde havadan oluşan zeminde öylece durmuştuk.

"Tanrı aşkına biz ne yaşıyorduk böyle ve neredeydik?!"

Esbula'nın yüzündeki karmaşa bilinmezde olduğumuzu gösteriyordu. Ynowkle'ye ise anlam veremediğim bir huzursuzluk hakimdi. Benimse şaşırmak gibi bir lüksüm yoktu. Söz konusu Elza ise sürprizler zaten kaçınılmazdı. Esbula ve Ynowkle işin bana düştüğünü belli eden bir ifadeyle bakıyordu. Sonuç olarak yaşadığımız bu anın kurtarılması doğal olarak bana düşecekti. En azından bulunduğumuz ortam nefes almamıza engel olmuyor aksine içimizi ferahlatan bir serinlikle yüzümüzü okşuyordu. Bu da başlangıç olarak iyi sayılırdı.

Havadan oluşan oldukça sert ve kararsız bir zeminde emin adımlarla yürüyorduk. Çok geçmeden Edna'nın zihni benimle etkileşime geçmiş, bilgi aktarımlarıyla nerede olduğumuzu ve ne yapmamız gerektiğini kulaklarıma fısıldamıştı. Öğrendiklerime göre Fağnula'dan Edna'ya yapacağımız sekme mecburi bir ara sekmeye uğramış Ynowkle'yi serbest bırakıp onu günlüğe mühürleyecek olan bu yegâne diyara bizi getirmişti. Bulut diyarı olarak da bilinen bu yer Kestnyle idi. Fağnula gibi burası da Edna'dan dışlanmış bir gerçeklikti. Burası bilinen ve gelinen bir yer değildi bu nedenle de sakinleri pek konuksever sayılmazdı. Burada yaşayanlar hakkında Edna'nın zihninin bile bilgisi yoktu. Bu da yaşanacakların hepimiz için sürpriz olacağı anlamına geliyordu.

Yürüyüşümüz sakin bir şekilde devam ederken bir anda çevremizde hissedilmeye başlayan akımsal varlıkların etkisiyle duraksayıp kalmıştık. Sanırım Kestnyle sakinleriyle az sonra karşılaşacaktık. Esintiler her geçen saniye çoğaldıkça onların verdiği soğukluk bedenlerimizi titremeye başlamıştı. Üşüyorduk ve karşımızda olan şeylerin suretini dahi göremiyorduk. Süreç uzadıkça hepimizde oluşan tahammülsüzlük sonunda öfke patlamasına neden olmuştu.

"Kimsiniz! Artık yüzünüzü gösterin ve ne istediğinizi söyleyin! " diyerek çığlığı basmıştım.

Sözlerimin sertliği çevremdeki akımsal yoğunluğu tetiklemiş olacak ki varlıklar titrek kıvılcımlar saçarak bedenlerini resmetmeye başlamıştı. Hava, ışık ve ateş üçlemesi kusursuz bir canlının yapı taşlarıydı ve yine onu görünür kılıyordu. Süreç devam ettikçe beden giyinen bu canlıların bildiğimizin çok ötesinde soyutsal suretleri vardı. Işık huzmeleri şeklinde havada süzülen bu canlılar ışığın ve ateşin asalet ve güzelliğini almış bedensiz canlılardı, bu nedenle sabit şekilleri yoktu. Bize gösterdikleriyse insana benzeyen ışıksal formlardı. Belki de bu kendi kimliklerini gizlemek için bir hileydi ya da bizi korkutmamak için yaptıkları bir şeydi kim bilir. Şu aşamada gerçeğin ne olduğunun pek de önemi yoktu. Bize zarar vermeyeceklerse ve kendilerini bu şekilde güvende hissediyorlarsa bizim için mahsuru yoktu.

İnsansı şekil giyinen canlılar çevremizi kuşatmıştı. Bizi ne tutsak alıyor ne de serbest bırakıyorlardı. Çevremizi rüzgâr uğultusuna benzeyen anlamsız sesler çıkarak çeviren canlılar sanki bir şeyin ön hazırlığını yapıyordu. Bir anda tiz bir çığlık duyuldu. Başımızı çevirdiğimizde çığlığın Ynowkle'den geldiğini görmüştük. Ynowkle günlükle beraber havada asılı bir şekilde duruyordu. Işıksal canlılarsa önce günlük sonra da Ynowkle ile gözle görülen akımsal halatlarla bağlanmaya başlamıştı. Ynowkle'ye atılan her halat onun canını acıtıyor çığlıklar içinde kalmasına neden oluyordu. Çok geçmeden kurulan bu bağ büyük bir akımın etkisiyle içinde olan herkesi havada savurmaya başladı. Ynowkle, günlük ve bulut diyarının akımsal canlıları büyük bir bilinmeze doğru savruluyordu. Onların savruluşuyla havada oluşan soğuma buz taneleri şeklinde tüm diyara yağmaya ve düştüğü yerlerin buzla kaplamasına neden oluyordu. Her yer ve her şey donuyordu buna biz de dahildik.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 06, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

EDNA GÜNLÜKLERİ 2Where stories live. Discover now