22 | Güzel Bir Haftasonu

7.2K 590 428
                                    

Mood müzik:
The Chainsmokers-Paris

Uyarı: Terbiyesizleşebilirler.

Zlsşşxpsşsisişxew Of çok komiğim neyse kolay gelsin keyifli okumalar ❤️





__

Jimin, üçüncü çalışında telefonuna cevap verdi. "Hoseok, nasılsın?"

Cevap verirken Hoseok'un sesinden gülümsediği anlaşılabiliyordu. "Ben harikayım, sen nasılsın?"

Jimin içini çekti. "Evet."

Hoseok mırıldandı. "Jimin, ben..."

"Biliyorum, Hoseok," diye onun sözünü kesti Jimin sertçe. "Hazır olduğumda onunla konuşacağım, tamam mı?"

"Tamam."

Jimin dudaklarını birbirine bastırdı ve derin bir nefes aldı. Tiffany'nin ya da annesinin çağrılarına dönmediği her gün daha fazla bastıran ağır hüzünle mücadele etmeye çalışıyordu. "Jungkook'un e-postasını aldın mı?" diye sordu konuyu hızla değiştirerek. "Detaylar yeterli miydi?"

Hoseok kıkırdadı. "Ah evet. Bilmen için seni aramamın nedeni de buydu. Yarın Nam hakkında her şey hazır olacak. Jeon'un gönderdikleri harikaydı. Ona teşekkür ettiğimi söyle. Bu tür şeyleri nasıl ele geçirmiş?"

"Hiçbir fikrim yok. Sormaya cüret edemedim."

"Peki. Okuması oldukça ilgi çekiciydi. Görünüşe göre bizim Joohyuk oynamaması gereken kişilerle oyun oynuyormuş. Federaller bunların üzerinde tüm gün saha çalışması yapar ve eğer hissedarlar bunu duyarsa, yönetim kurulu üyeleri arasında eski bir tutuklu olması en az dikkat çeken şey olacaktır."

Jimin'in bundan şüphesi yoktu. Ondan Jungkook'a işini geri almak konusunda yardım etmesini istediğinden beri Hoseok bir şeytan gibi çalışıyor, yaptığı yardımların karşılığını rica edip, bulabileceği herhangi bir kirli çamaşırın izini sürüyordu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu uzun sürmemişti.

"Yarın mı buluşuyorsunuz?" diye sordu Jimin, Kim Hwangi'nin otoparkındaki arabasının içine girerken.

"Evet." Hoseok kahkaha attı. "Joohyuk Cumartesi günü toplantı yapılacak olmasını merak ediyor olmalı."

"Bana nasıl gittiğini söyler misin sonra?"

"Tabii ki."

"Harika." Jimin başını koltuğa yasladı. "Teşekkür ederim Hoseok. Gerçekten. Bunun benim için ne ifade ettiğini bilemezsin."

"Elbette ki biliyorum. Neden bunu yapmayı kabul ettiğimi sanıyorsun?"

Jimin gülümsedi. "Sen benim favorimsin."

"Biliyorum. Milyoner erkek arkadaşın süper arabalarından birini ödünç vermek istediğinde bunu hatırlatmayı unutma."

"Onun hiç süper arabası yok." diye cevap verdi Jimin kahkaha atarak.

"O zaman kafadan kontak. Kendine iyi bak, tamam mı?"

"Bakarım. Tae'ye selam söyle."

Jimin, bagajda bir bavul ve kalbinde çarpan kanatlarla Kim Hwangi'den ayrıldı. Konuşmayı sonlandırdıktan sonra, annesinden gelen iki sesli mesajı görmezden gelerek telefonunu kapattı. Bir haftadır hiç konuşmamışlardı ve Jimin onu özlemesine rağmen, her gün aldığı sonu gelmez sert eleştirileri duymamasının getirdiği rahatlık hepsinden ağır basıyordu. Suçluluk yüzeye çıkmakla tehdit ediyordu ama Jimin, bu duyguyu ikisi arasında gittikçe genişleyen uçuruma doğru itti.

Wanna Be Your Man • Jikook Where stories live. Discover now