16 | Bana tutun.

6K 771 475
                                    


"Seni görmeye geldim."

Ardından parmağıyla şakacı bir şekilde Jungkook'un burnuna vurdu. Jungkook kaşlarını çattı. "İçeri girebilir miyim?"

"Hım, evet, evet, tabii." diye cevap verdi Jungkook.

Jungkook onun ürkek bir hayvan gibi içeri girmesini izledi ve ardından kapıyı kapattı. Eli kapının kolunun üzerindeyken bir an için gözlerini kapatıp, kafasını toplamaya çalıştı. Derin bir nefes aldı ve döndüğünde Şeftali'nin kalp atışlarını hızlandıracak bir şekilde kendisine baktığını gördü.

"Şeftali," diye söze başladı. "Sen benim nerede olduğumu nereden..."

Şeftali'nin dudakları hızla kendisininkilerin üzerine geldiğinde Jungkook'un cümlesi yarım kaldı. Ona o kadar büyük bir hızla gelmişti ki, Jungkook'un sırtı arkasındaki kapıya çarptı. Şeftali'nin elleri aniden her yerinde gezinmeye başlamıştı: saçları, yüzü, göğsü ve -lanet olsun- kalçasında.

Onu hissetmek çok güzeldi. Kendini Jungkook'a yaslaması, onu büyük bir hevesle istemesi çok güzeldi. Jungkook onun sertleşip sertleşmediğini merak etti ve dili ağzına girdiğinde inledi. Şeftali bunun karşılığında daha yüksek bir sesle inledi ve yalvarır gibi kasıklarını onunkilere bastırdı. Jungkook onu almak istiyordu: sertçe, tam orada, kapıya dayanmış şekilde ama tüm bu olanlar biraz... yanlış mı geliyordu?

Şeftali onu seksi olmayan bir çaresizlikle öpüyordu. Bu muhtaç ve panik dolu bir şeydi.

Jungkook, Jimin'in belini sıkıca kavramış olan ellerini yüzüne doğru getirdi ve onu kendinden uzaklaştırdı. Şeftali yanağının üzerinde nefes nefeseydi, gözleri kapalıydı ve dolgun dudakları muhteşem bir şekilde büzülmüştü.

"Şeftali," dedi nefes nefese yutkunmadan önce. "Lanet olsun. Sadece... Bir dakika bekle."

"Hayır." diye cevap verdi Şeftali gözlerine yakıcı bir şekilde bakarken. "Seni istiyorum. Seni şimdi istiyorum." Jungkook'un boğazını emdi. "İçimde istiyorum. Beni alıp becermeni istiyorum."

"Aaaah," diye inleyen Jungkook kasıklarını ona yasladı ve ereksiyon halindeki aletini onunkine bastırdı.

"Evet!" Şeftali onun alt dudağını dişlerinin arasına aldı. "Ne kadar sert olduğunu hissediyorum Jungkook. Bana beni istediğini söyle. Benim seni istediğim kadar istediğini söyle."

"İstemek mi?" diye homurdandı Jungkook kuşkuyla. Eğildi, Jimin'i bacaklarının arkasından kavradı ve kaldırdı. Şeftali de bacaklarını onun beline doladı. Sertliği tam göbek deliğinin üstüne denk geliyordu.

"Şeftali, istemek ne demek..." Jungkook yüzünü onun boynuna gömdü, şeftali kokulu saçlarını kokladı ve tenini ısırarak onu inletti, kulak memesini emdi. "Tanrım." Başını geri çekti ve burnunu onun burnunun yanına değdirdi. "Lanet olsun, buna ihtiyacım var."

Dudakları bir kere daha tutkuyla ve saf bir istekle birleşti. Tanrı aşkına... Jungkook daha önce hiç böyle bir istek yaşamamıştı. Her yerini ele geçiren, çarpıcı bir şeydi bu -tüm bedenine yayılıyordu.

Şeftali'nin elleri ensesini kavrarken Jungkook oturma odasında sendeleyerek ilerledi ve kanepenin arkasına çarptı. Ellerini Jimin'in üzerindeki kapüşonlunun içine sokup avuçlarında onun yumuşak tenini hissederken, bir an için kanepeye yaslandı.

Şeftali'nin dudakları çenesine gelip onu olabilecek en şehvetli şekilde ısırırken inleyen Jungkook yatak odasına doğru ilerledi -yatağın yarı yolda onlarla buluşmasını istiyordu.

Dizleri tok bir sesle yatağın kenarına çarptığında Jungkook hayatı boyunca olmadığı kadar sertleşmişti. Şeftali dudaklarını onunkilerden çekti, onu omuzlarından sertçe kendisine yaklaştırdı ve Jungkook'un üzerine düşmesine neden oldu. Jungkook ona sürtünürken, bacaklarının belini kavradığını hissetmek harika bir şeydi. Jungkook onun boynunu geriye doğru attı ve çenesinden yakasına kadar ileri geri öpmeye, emmeye ve ısırmaya başladı. Ansızın onu tüketme ihtiyacıyla deliye döndü -her yerini.

Wanna Be Your Man • Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin