" Lan hayvan eti yiyen ve hayvanlara zerre kadar saygı duymayan obur Viyan! Atma lan taşları! Kızlar beğenmez sonra yakışıklı ağbini."



Diyip, pis pis sırıttı. Taş atmayı kesip, olduğum yerde yere oturup bağdaş kurdum. İki elimle  ilk okulda hocaların ' çiçek ol!' hareketini yapmış ve dudaklarımı boş bırakmamış ve büzmüştüm. Sizin şimdi  "Senin yerde ne işin var Allahın belası? " Dediğinizi duyar gibiyim.




Bekletmeden hemen cevap veriyorum evden çıkarken Jiyan onunla birlikte çarşıya gitmem için ısrar etmişti. Evren'le çayına sinek girmiş gibi bakıştıktan sonra Evren ve diğerleri başka bir arabayla gitmişti.  Ben ve  ( Mükemmel ben )  Ceren  Jiyan' la gitmeyi kabul etmiştik. Bizimle birlikte de Azad ağbim gelicekti. Mükemmel kendimin hayatını Jiyan salağına emanet edemezdim. Mazallah ölürüm falan.  Sonra bunca okur, bunca takipçi ne yapar? Bakın sizi düşünüyorum. Sadece sizi! Kendimi zerre kadar düşünmüyorum. Bu yüzden oylar Viyan Başkan'a! 




  Çıkarken Jiyan üzerime vişne suyu bocalamış ve beyaz elbisem, beyazlık lakabını bir katilin üzerine sıçramış kana benzeyen  vişne suyun bana         ' Sen katilsin  Sönmez!' demesiyle bitmişti. Kessinlikle aranan sexi katil bendim. Teslim oluyorum yakışıklı komser bey!




Üzerime siyah tulumumu ve siyah deri ceketimi aldım. Maşa yaptığım saçlarımı serbest bıraktım ve dudaklarıma kırmızı renkte bir ruj sürerek siyahlar içindeki bedenime renk katmıştım. Beni aşağı inerken gören Babaannem; " Uy uşağum siyahlar içunde savaşamı gidiyosun da?" Diyerekten gelin adayına ilk tekmeyi atmayı becermişti.




  İkinci tekmeye gelicek olursak! Yolda araba bozulmuş ve müstakbel gelin adayı nişanlık almaya gidememiş ve damat adayınıda  mağzadaki kızların gazabına uğratmıştı. Saçmalamayın tabikide kıskanmıyorum.




Azad ağbim ve Ceren'i yakınlarda bir tamirci bulsunlar diye Jiyan'la görevlendirmiştik. Asıl amacımızın ne olduğunu ikiside biliyorlardı ama çaktırmadan bize sinsi sinsi bakıyorlardı. Sizi gidi sizii!




Koca yolda sadece biz vardık. Jiyan ve ben! Bu her ne kadar baş döndürsede evet doğru. İki de bir atışıyor ve saç baş kavga ediyorduk. Azad ve Ceren gelmeyince bizde arabayı bırakmış ve onların gittiği yönün tersine gitmiştik.




Gittiğimiz uzun yoldan sonra bir benzin ıstasyonunu bulmuş ve bütün kış, Ayı gibi kış uykusuna yatmayı bile düşündüm. Telefonla azad ağbimi arayıp aranan çekiciyi bulduğumuzu ve olduğumuz yere gelmelerini söyleyip,  hayattan bıkmış gibi görünen ve hiç çekici olmayan yaşlı amcama baktım.




Azad ağbimler geldiklerinde bir sandalyeye oturup  annaannemin şöförü Remzi amcanın gelmesini bekliyorduk. O sırada biz Ceren'le çay içerken Azad telefonla konuşmak için bizden ayrılırken Jiyan'da markete gitmiş ve bir daha çıkamamıştı.

 



Solumuzdan sesler geldiğini duyunca hızlıdan oturduğumuz yerden kalkıp, sesin olduğu yöne doğru yürüdük. Azad ağbim bir adamla tartışıyordu. Azad ağbimin adama attığı kafa sayesinde 3 ' ü şurdan 2'si burdan derken toplam 10 kişinin ağbimi dövdüklerini gördüm.





Marketin kapısından uçarak yanıma gelen Jiyan, ağzında lolipop elinde çikolata dolu olan poşetle yanıma geldi.




" Nolo lan boda! " Dedi ağzında lolipopla meraklı bir şekilde. Kimine tatlı gelsede bu hali, bana şahsen çarpılmış gibi geliyordu.



KÜRT KIZI ~ İki Dil Bir Sevda Where stories live. Discover now