DAYANACAK GÜCÜ KALMAYANLARA...

190 50 5
                                    

Sözün bittiği yere ulaşmıştı artık, kelimeler bir çığ gibi büyüyüp sesini yutuyordu. Her şey üst üste gelmiş, "Yeter artık, neden hep ben?" diye feryat edip duruyordu. Nereye gitse kapılar yüzüne kapanmıştı; çaresizdi, yorgundu, kimseye hâlini anlatamıyordu.

"Zaten bunca karmaşadan ve çetin mücadeleden kim beni kurtarırdı ki! Ah be dünya neden bu kadar acılarla doluydun ki!" diyerek nefsi köpürüyordu adetâ.

Öfkeliydi herkese, her şeye... İsyanın zirvesinde dolanıyordu aklı, kalbi, hisleri...

"Hani Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez?" diye kendi kendine konuşuyor, "Allah beni sevmiyor, sevmiyor işte; sevse görmüyor mu başıma gelenleri, neden buna izin veriyor?" diye isyan cümlelerini ardı ardına sıralıyordu...

Kalbi ve vicdanı sanki sönmüş gibiydi, her şey bulanıklaşmaya başlamıştı. Zihni kapkaranlık bir geceye dönüşmüş, hayatın bir anlamının kalmadığını düşünüyordu artık...

Ve zaman aralarında boğulmaya başlıyordu, aklındaki tek çözüm vardı: "İntihar"

İnsan fıtratı gereği birçok duyguyu hayatının içinde barındırır. Mutluluk, öfke, hüzün, sevgi gibi... İmtihanların üst üste geldiği zamanlarda ise bazen duygular, akla baskın gelir ve akıl arka planda kalabilir. Örneğin iflas etmiş bir iş adamı, hayatının geri kalanını artık sürdüremeyeceğini düşünür ve intihar girişiminde bile bulunabilir. Nitekim günümüzde bu tarz haberlere rastlayabiliyoruz.

Peki intihar etmek gerçekten bir çözüm müdür?

Başınıza gelen, kalbinizi daraltan tüm musibetleri düşünün ve onlardan bir an önce kurtulmak istediğinizi hatırlayın. Eğer ki iman hakikatleri kalbinizde, ruhunuzda yerleşip sağlamlaşmamışsa şeytanın şu sözlerine aldanabilirsiniz, dikkat edin!

"İntihar et, kurtul..."

İntihar etmek neyi değiştirebilir ki? Kendi hayatımız bizim elimizde mi; midemizin işleyişi, kulaklarımızın duyması, nefes alıp vermemiz irademize bağlı faaliyetler mi?

Öyleyse ne haddimize "İntihar ederek kurtulacağım..." demek!

Allah'ın mülkünden mi kaçmaya çalışıyoruz?

Allah'a karşı isyanla dolup haşa O'ndan intikam mı almak istiyoruz?

Bizim bu dünyada olmayışımız O'nun mülkünden neyi eksik eder ki ya da bu dünyada oluşumuzla haşa O'nun mülküne ne ekliyoruz? Aksine isyanımızla O'nun mülkünü hiddete getiriyoruz...

Farkında olalım: "Dünya hayatı kolay olacak, hiç üzülmeyeceksin." diye bir söz verilmedi bize, "Her yönden imtihan edileceksiniz, zor olacak..." denildi.

İmtihanlar, sonsuz ahiret hayatımızı kazandıracak zorlu engellerdir. Her bir engelden geçtikçe daha çok sağlamlaşıp ahiretimiz için yol katetmiş olacağız. İmtihan dediğin kimi zaman canını yakacak, nefesini kesecek, seni çıkmazda bırakacak ama sen bileceksin ki "Her şeyin sahibi olan Allah'ın izniyle geldi bu senin başına. Hem dünya hayatı kaç yıl sürecek ki, fâni bir hayata sabredip Allah'a sığınırsan O sana mükafatını kat be kat verecek."

Şeytan intihar yolunu göstermeye çalışacaktır, ümitsizlik çukuruna atmaya çalışacaktır; eğer ki zihnimizde böyle bir düşünce uyanırsa bilelim ki bu şeytandandır. Rahmetiyle bizi kuşatan Rabbimize nasıl sırt dönerek nankörlük edebiliriz ki?

Hangi hâlde olursak olalım eğer ki âlemlerin Rabbine sığındıysak bir çıkış kapısı var demektir...

Hem ne diyor Üstad Bediüzzaman:
"Onu tanıyan ve itaat eden, zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan, saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır." (1)

Rabbimize sığınan bahtiyarlardan olmak duasıyla...

Songül Çetinkaya

Sözler Köşkü (Ruhunuza iyi gelir)Место, где живут истории. Откройте их для себя