Bölüm 2: Savaş

8.7K 377 72
                                    

   Boş sokaklarda ne olduğunu bilmeden, sayamadığım saatler boyunca dolaştım. Ne yapacağımı düşünmeye vaktim bile olmamıştı. Şehrime olan felaketleri bir bir sindirmeye çalıştım önce. Annemin, anneciğimin gözlerimin önünde zombiye dönüşen kız kardeşim tarafından yenmesi... Kalbim yırtılırken yaşadığım şeyler 'henüz bitmedi' der gibi aklımda dolaşmaya devam ediyordu. Kız arkadaşım Aslı'nın beni ısırmaya çalışması... Harabeye dönmüş evlerden birinin bahçesine sığınıp bayılmam... Son üç gün içinde yaşadığım her iğrenç şey bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden.

    Hangi zombi filmini izlerseniz izleyin, hangi fantastik romanı okursanız okuyun. İnanın bana, asla buna benzeyen bir şey anlatılmamıştır.

     Cehennemin varlığına inanmayan bir insan olarak, Tanrı sanki beni cezalandırmış gibi bana yeryüzünde cehennemi yaşatıyordu. Nasıl başladığını bilmiyordum. Televizyondaki yayınları hatırlıyordum sadece. Evde kalmamızı, ne yaparsak yapalım dışarı çıkmamamızı söyleyen radyo spikerini... Annemin, kardeşim Masal'a ve bana her şeyin iyi olacağını, bize zarar gelmesine asla izin vermeyeceğini söylemesini hatırladım. O narin, tatlı ama kararlı sesi kulaklarımdaydı:

    "Size dokunamazlar, asla!"

    Bana dokunamadılar. Fakat Masal'ı ve anneciğimi o korkunç salgına kaybettim.

    Onları koruması gereken bendim. Ben! Evin yıllardır tek erkeği. Annesinin doktor oğlu, Masal'cığın kahraman ağabeyi.

    Yapamadım...

    Annem ölürken-ya da dönüşken, hangisi olduğunu anlayamadan kaçıp kız arkadaşımı kurtarmaya gitmek zorunda kalmıştım çünkü- ona bir söz vermemi istedi. Hayatta kalacaktım.

    Benim adım bile Savaş. Ve ben bu korkunç salgında, gözlerim çukurlarından çıkarılana, kalbim lime lime edilip o hastalıklı, yürüyen ölüler tarafından yenene kadar savaşacağım.

    Annem için.

    Masal için.

Salgın: SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin