NK - 25 [Özel - 2]

4K 235 293
                                    

1997

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1997


Harry, yıl başı günü Godric's Hallow'da yürürken her attığı adımda geçmişte orada yaşadığı anılar gözünün önüne geliyordu. Artık fazlasıyla eskimiş eski evinin önüne geldiğinde ellerini cebine koyup yıpranmış binayı izlemeye başladı.

Çimenlerin üstünde James'in ona yürümeyi öğrettiği zaman, hatırlamıyor olabilirdi ama annesi anlatmıştı, Remus'un ona bisiklet sürmeyi öğrettiği zaman, Sirius'un ona daha sekiz yaşındayken motorsikletini sürmesine izin verdiği ve Lily'nin neredeyse kalp krizi geçirdirdiği zaman ve daha niceleri.

Evin yakınlarındaki anne ve babasının mezarına gittiğinde, ne kadar uzun zaman önce Tom gibi duygusuz bir hale gelse de gözyaşlarına engel olamadı. Kar yağmasına rağmen mezarlarının üzerinde açmış çiçekler dikkatini çekti. Birisi dikmiş olmalıydı.

Yan yana duran mezarların tam karşısına oturdu ve dizlerini kendisine çekip kollarını bacaklarına doladı. Ölüm Yiyen olduğunu öğrendikleri zaman yüzlerindeki hayal kırıklığı aklına geldi. Tom ile ilk tanıştıkları zaman böyle bir şey olacağını hiç tahmin etmiyor olmalılardı. Babasının 'Senin gibi oğlum yok.' demesini beklerken James, "Doğru yola döneceğini biliyorum, Harry. Seni biz büyüttük." demişti ama Harry, onları bir kez daha hayal kırıklığına uğratmıştı.

"Uzun zamandır seni burada görmüyorum."

Yan taraftan gelen duysa da o tarafa dönmedi. Kimin olduğunu gayet iyi biliyordu.

"Buraya geldiğimi biliyor muydun ki?" dedi Harry fısıldayarak. Theodore, Harry görmese de başını salladı. Kendisinden büyük olmasına rağmen o an görünüş olarak daha genç görünen Harry'e yukarıdan bakmaya devam etti. "Elbette. Sen gittikten sonra ben geliyordum mezarların yanına."

Harry, ayağa kalkıp üzerini silkeledi. Hem ağlamaktan, hem de soğuktan kızarmış burnunu çekti.

"Hiç pişman değil misin?"

İkisinin durumları göz önüne alınırsa birbirlerini gördükleri an asalarını çıkartıp kavga etmeleri gerekirdi ama Theodore'un sakin yaklaşımı hep Harry'i şaşırtmıştı. Doğrusu Theodore, kardeşi bile olsa onu çok iyi tanımıyordu.

"Sadece bu mezarların yanına geldiğim zaman." dedi Harry ses tonunu soğuk tutmaya çalışarak. Yoksa konuşurken sesi titreyecekti ama yavaş yavaş akan gözyaşlarına hala engel olamıyordu.

Theodore, Harry'nin yüzünü inceledi bir kaç saniye. Vücudunu ona çevirerek, "Senden hiçbir zaman nefret etmediler, abi." dedi ve Harry'nin ilk kez ona bakmasını sağladı. İkisinin de annelerinden aldığı yeşil gözleri çarpıştığında Harry, daha fazla tutamayıp kardeşine sarıldı. Bunu sadece o, bebekken yapabilmişti.

new kid ;; tomarryWhere stories live. Discover now