harry potter hiçbir zaman görev için geçmişe gitmiyor.
1943 yılında yaşayan ve ilvermorny'den transfer gelmiş sıradan birisi. abraxas malfoy'un dikkatini çektikten sonra tom riddle'ın da hayatında kolaylıkla yer ediniyor.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölümde şöyle bir sahne var. Giyinikler tabiki njzaklakzjzıao
***
Bir gün sonra Hermione, Minerva'dan ders programlarını alıp ortak salona inmişti. Umuyordu ki Ron erken uyanır ve Tom'u görebilmek için erken Büyük Salona giderler. Normalde hep geç kalkan Ron ise, yeni oda arkadaşlarının banyo kavgası sayesinde gereğinden erken uyanmıştı.
Kafasını yastığından kaldırıp uykulu gözlerle etrafına bakındı. Yeni uyandığı için biraz sersemlemiş ve bir anlığına nerede, kimlerle olduğunu sorgulamıştı.
Harry de cübbesini daha yeni giymiş, aynadan saçlarını yapmaya çalışıyordu. Onu gördüğünde Ron'un aklına dün gece yaptıkları konuşma geldi. Şu hangi okuldan transfer geldikleriyle ilgili konuşma... Ron kem küm etmiş bir şeyler söylemeye çalışmıştı ama ağzından net bir cevap çıkmamıştı. Günün sonunda da soruyu cevaplamaktan bir şekilde kurtulmuştu.
"Günaydın."
Hemen yan tarafından gelen sesle yatağından kalkıp esnedi. "Sana da. Kahvaltı saati aynı değil mi?"
"Aynı mı derken? Geldiğin okulun kahvaltı saatinden bahsediyorsan bilemem."
Ron bir kez daha pot kırdığını anladığında panikledi. Daha önce de Minerva'ya, 'profesör' demişti...
"Şey uyku sersemliğiyle kafam biraz karıştı pardon."
Harry, Ron'un tuhaf hareketlerini henüz fark etmemiş, gülümsemişti. "Sıkıntı yok. Ben de sizin gibi transferim. İlk günlerde Hogwarts'a alışırken senin gibiydim."
Ron anladığına dair bell belirsiz kafasını salladı. Harry de çantasını alıp aşağıya indi. Normalde hep Minerva'nın durduğu yerde yeni kız, kolları göğsünde ayağıyla ritim tutarak bekliyordu. Harry'e, arkadaşını anımsattı.
Hermione, ayak sesleri duyduğunda Harry'nin olduğunu tarafa dönmüştü. Ron kadar pot kırmasa da onun da tuhaf davranışları vardı. Onu gördüğü an ayağını sallamayı kesmişti mesela.
"Selam." dedi yumuşak ses tonuyla dalgalı saçlı kız. Harry de aynı şekilde ona karşılık verip Minerva'yı beklemeye başladı. Şöyle bir düşününce ilk kez o, Minerva'yı Ortak Salonda bekliyordu.
"Sen de mi birini bekliyorsun?"
Harry, Hermione'nin sorduğu soruya kafasını sallayıp, "Evet, Minerva'yı. Şu Bölüm Başkanı." diye cevap verdi. Hermione, Harry'nin Minerva McGonagall ile arkadaşlık kurduğunu bilmiyordu. Daha neler neler göreceğinden habersizdi. Bu Hermione'yi heyecanlandırdı.
O sırada Minerva, merdivenlerden hızla inip Harry'e yetişti. "Çok bekletmedim, değil mi?"
"Hayır, hayır. Yeni gelmiştim ben de."
Minerva, "Tamam, hadi gidelim." deyip kapıya döndüğünde Hermione'yi görünce gülümsedi. "Sen de bizimle Büyük Salona gel istiyorsan. Oranın yolunu pek bilemezssin."
