40/Elveda!Final

Začít od začátku
                                    

Kurban bayramınız mübarek olsun😊

*****

Bulaşıkları makinaya atıp salona geçtim.Bütün gün can sıkıntısından girmediğim köşe,bucak kalmamıştı.Yusuf şimdi bu halimi görseydi kesinlikle kaos çıkartırdı.Zaten onun yüzünden işide bırakmak zorunda kalmıştım.Neymiş efendim hamile hamile çalışılır mı?

Daha 5 aylık olmasına rağmen ne çalışmama ne de evde temizlik yapmama izin veriyordu.Üstüne üstlük Hatice ablayı da tembihlemiş yerden bir çöp bile kaldırsam hemen haberi oluyordu.Allah'tan Hatice abla alışverişe çıkmıştıda rahat bir nefes alabilmiştim.

Akşamları Yusuf gündüzleri gölgesi Hatice abla bana şu bes ayı zehir etmişti.Bera'ya göre ise bu çok normal bir durummuş.Demir'in ona olan tavrını anlatınca Yusuf'a şükür etme konumuna gelmiştim.Her zaman oturduğum cam kenarında ki koltuğa oturmak isteyince giren krampla iki büklüm oldum.

Son bir haftadır oldukça artçı olan bu ağrılardan Yusuf'un haberi yoktu.Yine söylemek istemedim ama bu sefer ki diğerlerinden daha inatçı çıkıp geçmek bilmedi.Bir elim belimde bir elim karnımda zar zor dikelip telefonuma ulaştım.Yusuf'un numarasını tuşlarken sık sık nefes almayı da unutmadım.

Telefon üçüncü çalıştan sonra meşgule atılınca telefonu koltuğa doğru attım.Bu adam neden meşgule almıştı şimdi,normal de ilk seferde açılan telefon bugün üç kez çalmış ve meşgule atılmıştı.Tabi yardıma ihtiyacım vardı ya sen de meşgul ol Yusuf.

Bu sefer ki ağrı daha şiddetli olunca iki büklüm eğilip dişlerimi sıkmaya başladım.Doğum başlamamıştı değil mi?Şuan daha beş aylıktı olamazdı.Hamilelik hormonlarım yüzünden sakin olamazken bir yandan ağlıyor bir yandan da az önce koltuğa fırlattığım telefonumu almaya çalışıyordum.

Aklıma ilk gelen isim beş ay boyunca her gün yanımda olan Sıraç abim oldu.Ağrılarım yüzünden telefonu tutamayacak raddeye gelince hoparlörlere alıp tekrar koltuğa attım.İlk çalışta açıldığı için şanslıydım.

"Efendim güzelim."

"Abi,çok kötüyüm ve Yusuf'a ulaşamıyorum."

Arkadan gelen düşme ve kırılma sesleri arasında Sıraç abimin sesini duymakta zorlandım.En son duyduğum şey geliyorum oldu ve telefon kapandı.Aradan on dakika geçmiş ve sancılar daha çekilmez hale gelmişti ama Sıraç abim hala ortada yoktu.Bu süre zarfında ise durmadan Yusuf'u aramıştım ama o açmamışdı.

Sıraç abim hala gelmezken ambulansı aramaya karar verdim yoksa bebeğim için her şey çok geç olacaktı.
Ambulansı aradıktan beş dakika sonra evde olunca içime endişe tohumları serpildi.Ne Yusuf telefonu açıyordu ne de Sıraç abim.

Ambulans görevlileri sayesinde en yakın hastahaneye giderken durmadan birilerini aramıştım ama hiç kimse açmamıştı.Sinan,Demir abi,Murat abi hatta Sıraç abim hiç biri ortada yoktu ve Yusuf'un telefonu artık çalmıyordu.

"Evet genç annemiz nasıl bakalım."

Doktorun bu sıcak tavrı beni her ne kadar sakinleştirsede aklım hala Yusuf'da idi.

"Ben iyiyim kızım nasıl?O iyi mi?"

"İyi,kızınız da oğlunuz da gayet sağlıklı."

"NE!"

Ben yanlış duymamıştım değil mi?Bir kız bir de oğlan demişti.Karnım da bir değil iki can taşıyordum.Heyecanım iki kat daha fazla artarken bozulan hormonlarım sayesinde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Doktor bana şaşkın şaşkın bakarken neden ağladığımı anlamaya çalışıyor gibiydi.

LAVİNİA (ölüm çiçeği) Kde žijí příběhy. Začni objevovat