27.BÖLÜM-ÖZÜR DILERIM.

3.8K 186 12
                                    

"Tak! Tak! Tak!"

"Gel!" Yağız kapıyı çalan kişiye gelmesini söyleyerek önünde çaresizce baygın halde yatan kadından gözlerini ayırmadı. Açılan kapıdan İstanbul'daki tanıdıkları Dr. Aykut BARCAN geniş cüssesi ve elindeki kahverengi deri çantası ile içeri girip yatağın sol tarafına geçerek çantasını açtı. İlk tansiyonunu ölçüp kalp ritmini kontrol etti. Çantasından çıkardığı ampulün ucunu kırarak enjektörle ilacı şırıngaya çekip ilk baş içerdeki havayı çıkarıp daha sonra Aisha'ya enjekte etti.

"O iyi olacak değil mi?" Ne kadar endişeli olduğunu sesinden bile anlayan Aykut bey ne diyeceğini bilemedi. Telefonda yeteri kadar bilgi alan Aykut bey, Aisha'nın bu olayı kolay atlatamayacağının da farkındaydı.

"Bakın Yağız Bey, anlattığınız ve bilgi işlemden edindiğim bilgilere göre Aisha hanım 1 seneye yakın tedavi süreci geçirmiş. Yaşadıklarının ne kadar zor olduğunun farkındayım ve eğer yaşadığı şeyleri üçüncü bir kişi olarak izlemesi her şeyi daha da kötü yapar. Şimdilik sakinleştirici yaptım 12 saat civarında deliksiz uyuyacak." dedikten sonra çantasından yola çıkmadan yanına aldığı ilaçları çıkararak yatağın yanındaki sehpaya koydu."Günde 3 defa tok karına bu ilaçlardan alsın. En kısa zamanda bir psikiyatristen destek almanızı öneririm. Tekrar geçmiş olsun. İyi geceler." diyerek odadan çıktı. Yağız sıkıntılı bir şekilde sakallarını sıvazlayarak yerinden kalkıp Aisha'nın yanına oturup elini genç kadının dağılmış saçlarında gezdirdi. Geçecekti... Bir kere kaldırmıştı onu. Tekrar ayağa kaldırıp güçlü olması için yardım edecekti ona.

"Abi gelebilir miyim?" Araladığı kapıdan mahçup bir şekilde kafasını uzatarak baktı Umay.

"Gel." Umay abisinin çaresizlikle dolup taşan sesi ile kendini daha da suçlamaya başladı. Aşkı gözünü kör etmiş ve Cesur'dan başka hiç bir şeyi gözü görmemişti. Hatta bunun içinde Adem'in ona olan tertemiz aşkı da dahildi. Bir insan nasıl bu kadar süre gizli bir şekilde bu kadar temiz sevebilirdi? İtirafından sonra sürekli kaçtığı Adem'e mi yoksa Aisha'ya söylediği sözlere mi yansın bilemedi.

İçeri girip suçluluk duygusuyla başını öne eğerek "Özür dilerim. Ben çok kötü şeyler dedim ona. Hak etmediği halde." dedi.

"Şimdi yeri değil Umay. Kendine gelsin özür dileyeceksen ondan dile. Adem nerede? Seni eve götürsün."

"Bilmiyorum görmedim onu. Sizsiz dönmeyeceğim. Git biraz dinlen. Ben kalırım Aisha'nın yanında, merak etme sorun olursa haber veririm." Bir süre bekledikten sonra kalkarak kardeşinin gözlerinin içine baktı. Gidip bunu yapan Peri ile konuşup sonra da ortadan kaybolan Cesur'u bulması gerekiyordu.

"Ona iyi bak. En ufak bir şeyde bana haber ver. " diyerek kardeşinin başına küçük bir öpücük yerleştirerek odadan çıktı. Kapıdaki adamı Gürkan' a Adem'i sorduğunda bahçede olduğunu öğrendi ve merdivenlerden koşar adımlarla inip salondaki büyük cam kapıdan geçerek bahçeye çıktı.

"Adem! Cesur'u bulamadınız mı hala?" Diğer adamlarla konuşan Adem, Yağız'ın sesi ile arkasına döndü.

"Hayır abi. Şerefsiz bir anda yerin altına girdi sanki ama merak etme tüm kamera görüntüleri inceleniyor. Asayişten tanıdıkları da araya soktum. Bu konu ile ilgilenen komisere de ulaştım ve görüntü delil olduğu için savcılığa vermemiz gerektiğini ve bu sayede dosyanın tekrar açılacağını söyledi."

"Peri nerede?"

"Ahmet onu getiriyor. Yoldalar." dediğinde başını sallayarak aydınlanmaya başlayan gökyüzüne baktı. Bulundukları evi 2 sene önce kendisi almıştı. O olaydan sonra Aisha'yı ve Umay'ı alarak apar topar buraya getirmişti.

SİYAHA BOYANMIŞ - AYISITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin